"Şeytan" Kimdir? Ne İster?





Merhaba;

Bu yazıda geçenlerin muhatabı olabilmek için öncelikle bir yaratıcıya inanmalı ve onun getirdiği sistem içerisinde işleyen olaylara etki eden karakterleri bilmeniz gerekmektedir. İnanan kişileri düşündükleri konularda belli sonuçlara götüren delil ve mucizelerden “Arayış” adlı yukarıda linki paylaşılmış olan yazıda bahsetmiştik.


Şeytan’ın kimliğini, amacını, onu olduğu varlık olmaya iten sebepleri, yaşadığımız dünyada bizden istediklerini, hiç alet olmadığını düşünen kişileri bile kendi amacına nasıl alet ettiğini ve daha bunun gibi birkaç konuyu daha bu yazımızda incelemeye çalışacağız.

Bu blog yazısını okuduktan sonra, aşağıda linkini paylaşacağım video serisini de izlemenizi tavsiye ediyorum. Yıllar sonra Youtube kanalıma yüklemiş olduğum bu video serisi, size Şeytan ve planları, uygulamaları, yön ve yöntemleri hakkında yalnızca burada olduğu gibi bir kişinin söylemine dayanarak yapılan bir analizle değil, kendi tezleri üzerinden hazırladığım çok geniş bir analiz çalışmasını içermektedir. 

Okültizmin tanrısı kimdir? Şeytan diyerek geçme tanı - Part 1 

Okültizmin tanrısı kimdir? Şeytan diyerek geçme tanı - Part 2

Okültizmin tanrısı kimdir? Şeytan diyerek geçme tanı - Part 3

Amacım insanı var olduğu zamandan bu yana etkileyen iki kuvvetten birine dikkati çekerek(iyilik ve kötülük) bu doğrultuda ulaştığımız sonuçla insan olmanın getirdiği zorluklara ve yarattığı kafa karışıklıklarına biraz olsun açıklık getirmek olacak.


Bilirsiniz bir Çin atasözü vardır; “Dostuna yakın ol ama düşmanına daha yakın!” ancak bu sözü farklı zamanlarda  Mario Puzo'nun eserinden sinemaya uyarlanmış F. F. Coppala üçlemesinin ikinci filmi The Godfather'da Michael Corleone’nın Frank Pantangeli'ye söylemesinden de hatırlıyor olabilirsiniz. Düşmanın tüm manevralarını, kirli oyunlarını, çevirdiği dolapları bilmek için ona yakın olmanın şart olduğunu ima eden bu söz; umarım ki yazı boyunca eylemlerimize ışık tutacak ve kendisi için neyin iyi veya kötü olduğunu ayırt edebilen kişilerin kendilerini, başlarına gelebilecek tüm olumsuzluklardan korumalarına fayda sağlayacaktır.


Bugüne kadar bu konuda rastladığınız çoğu yazının aksine konuyu derinlemesine ve analitik şekilde incelemeye çalışacağım.


Şimdi başlayabiliriz...


KURAN IŞIĞINDA YAPILAN “ŞEYTAN” ANALİZİ


Allah melekleri kendisine hizmet etmeleri için üstün özellikler ve güçlerle donatmıştır. Meleklerden birisi, Allah’ın kendisine verdiği aşkın gücü kullanarak kendine göre kurallar belirleyip Allah’ın yanında bir ilah olabileceğini düşündü.
Bu melek Şeytan’dır.


Kendisine verilen aşkın güçler nedeniyle kibre kapılmıştı ve kendinden daha zayıf gördüğü halkların yöneticisi, idarecisi olabileceğini düşündü. Gizliyi, açığı bilen, üstün otoritenin sahibi ve tüm evrendeki yaratılmış varlıkları yaratan Allah; bu varlığın içindeki duyguların yine kendi  davranışlarıyla dışa vurmasını sağladı. Bir yaratıcı tarafından yaratılmış olmasına rağmen kendini diğer yaratılmışlardan üstün görerek Allahın ilmine ve hükmüne saygısızlık içinde bulunan, eskiden bir melek olan “Şeytan” ın adı artık kötülükle anılmaya başlanmış ve bu durum da onun bulunduğu mevkiden kovulmasına sebep olmuştu.


BAŞLANGIÇ - YARATILIŞ - BÜYÜK TARTIŞMA


Bakara- 2:30: Rabbin, meleklere şöyle demişti: “Yeryüzüne bir halife/vekil yerleştireceğim.” melekler de: “Orada bozgunculu yapacak, kan akıtacak birisini mi yerleştireceksin? Halbuki biz seni överek yüceltiyor ve mutlak otoriteni onaylıyoruz” dediler. “Bilmediğinizi ben bilirim” dedi.


Bakara- 2:31: Adem’e tüm isimleri (nitelemeleri) öğretti, sonra onları meleklere sunup, “Doğru iseniz, şunların isimlerini (özelliklerini, niteliklerini) siz bana bildirin” dedi.


Bakara- 2:32: Dediler: “ Sen Yücesin, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yok. Sen bilensin, bilgesin.”


Bakara- 2:33: Dedi: “Adem! Onların isimlerini şunlara haber ver.” İsimlerini onlara haber verince, “Size, yerin ve göklerin sırlarını biliyorum, açıkladığınızı da gizlediğinizi de biliyorum dememiş miydim?” dedi.


Bakara- 2:34: Meleklere “ Adem’e secde edin” dedik. İblis (şeytan) hariç hepsi secde ettiler, o ise diretti, büyüklük tasladı ve nankörlük etti.


Araf- 7:12: Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra meleklere, “Adem’e secde edin” dedik. İblis hariç hepsi secde etti; o secde edenlerden olmadı.


Sad- 38:71: Rabbin meleklere demişti ki, “Balçıktan bir insan yaratacağım.”


Sad-38:72: “Onu düzenlediğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman ona secdeye kapanın.”


Sad:38:73: Tüm melekler ona secdeye kapandı;


Sad-38:74: Ancak İblis hariç. Büyüklük tasladı ve nankör oldu.


Sad-38:75: Ey İblis, Ellerimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Büyüklük mü tasladın? Yoksa baş mı kaldırdın? dedi.


Sad-38:76: “ Ben daha üstünüm” dedi. “ Beni ateşten yarattın, onu ise balçıktan yarattın.”


Sad-38:77:”Çık oradan” dedi. “Sen kovuldun.”


Sad-38:78: “Yargı gününe kadar lanetimi hak ettin.”


Sad-38:79: Dedi ki;” Rabbim dirilecekleri güne dek beni ertele.”


Sad-38:80: Dedi ki; “Sana süre verilmiştir.”


Sad-38:81: “Bilinen vaktin gününe kadar.”


Sad-38:82: Dedi ki, “Büyüklüğüne and olsun, tümünü azdıracağım.”
Sad-38:83: “Ancak onlardan kendilerini sadece sana adayan kulların hariç.”


Ben-i İsrail-17:61: Meleklere, “Adem’e secde edin dediğimizde, İblis hariç hepsi secde ettiler. “Balçıktan yarattığına mı secde edecekmişim?” dedi.


Ben-i İsrail-17:62: “Benden üstün kıldığın şu kişiyi görüyor musun? Beni diriliş gününe kadar geciktirirsen, onun soyunu pek azı hariç sahiplenip perişan edeceğim.” dedi.


Ben-i İsrail-17:63: Dedi ki: Onlardan seni izleyenlerle birlikte git. Tam size göre bir ceza olan cehenneme kadar yolunuz var.”


Ben-i İsrail-17:64: “Onlardan gücünün yettiğini sesinle yerinden oynat, onlara karşı tüm gücünü ve adamlarını seferber et, paralarının ve çocuklarının da bir bölümüne ortak ol ve onlara umut ver.” Sapkın onlara ancak sahte umutlar verir.


Ben-i İsrail-17:65: “Kullarıma gelince, senin onlar üzerine hiçbir gücün yoktur.” Koruyucu olarak Rabbin yeter.”


Hicr-15:39: Dedi ki; “Rabbim beni yoldan çıkarttığın için, onları yeryüzünde ayartıp topluca saptıracağım.” (Şeytan kendi saptığı halde Allah’a iftira ediyor 16:35 numaralı ayete bknz.)


Hicr-15:40: “Kendilerini sadece sana adayanlar hariç.”


Hicr-15:41: Dedi ki: “İşte benim değişmez yasam budur.”


Hicr-15:42: “Elbette, sadece bana hizmet edenlere karşı bir gücün yoktur. Ancak sana uyan sapıklara gücün yeter.”


Nisa-4:118: Allah şeytana lanet etmiş ve o da, “Elbette senin kullarından belli bir pay alacağım” demişti.


Nisa-4:119: “Onları saptıracağım, onları kuruntularla oyalayacağım, hayvanların kulaklarını yarmalarını (böylece etlerini haram etmelerini) emredeceğim. Allah’ın yaratışını/tasarımını değiştirmelerini emredeceğim.” Kim Allah yerine sapkını dost ve egemen edinirse apaçık bir kayba uğramıştır.


Nisa-2:120: Şeytan onlara söz verir, ümit verir, Gerçekte, sapkının onlara verdiği söz kandırmadan başka bir şey değil.


  • Bu ilk aşamada durum açıklığa kavuşuyor. Şeytan kibrine yeniliyor ve Allah’tan istediği otoriteyi kurabilmek ve kendinden aciz gördüğü insanları saptırabilmek için verilen sürenin sonuna kadar zaman istiyor. Karşılıklı sözler veriliyor. Sonrasında da ilk test aşaması, yani insana verilen özgür iradenin uygulama aşamasına geliniyor. Ağaçtaki elmayı yeme olayı ile Şeytan ilk hamlesiyle insanların ayağını bir anlık kaydırarak, uyutarak veya kandırarak Adem ve Havva’nın bulundukları bahçeden dünyaya gönderilmesine sebep oluyor. Kuran’da bahsi geçen olayların detayları şu şekilde verilmektedir.


İnsan - Şeytan Karşılaşması İlk Test Aşaması


Bakara- 2:35: “Adem! Eşinle birlikte bahçede kal. Dilediğiniz yerde ondan bolca yiyin; ancak şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.”


Bakara- 2:36: Sapkın onları oradan kaydırıp bulundukları yerden çıkarttı. Nihayet, “ Birbirinize düşman olarak aşağı inin. Yeryüzünde belli bir süre kalıp yaşayacaksınız” dedik.


Bakara- 2:37: Adem, Rabbinden kelimeler aldı. Bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. O yönelişlere karşılık verendir, Rahimdir.


Bakara- 2:38: “Oradan topluca ininiz” dedik. “Benden size bir yol gösterici geldiği zaman, o yol göstericiye uyanlar için artık bir korku yok ve onlar üzülmeyecekler.”


Araf-7:19: “Adem, sen ve eşin bahçede durup dilediğiniz yerden yiyin. Şu ağaçtan yemeyin, yoksa zalimlerden olursunuz.”


Araf-7:20: Sapkın kendilerinden gizlenmiş olan bedenlerini ortaya çıkarmak için onlara fısıldadı: “ Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesinin sebebi , ikinizin birer melek veya birer ebedi varlık olmamanız içindir.” dedi.


Araf-7:21: Kendilerine yemin de etti “Ben size öğüt veriyorum.”


Araf-7:22: Böylece onları yalanlarla aldattı. Ağacı tadınca bedenleri kendilerine göründü. Üzerlerini bahçe yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rableri kendilerini çağırdı: “O ağaçtan ikinizi men etmedim mi ve sapkının ikinize düşman olduğunu söylemedim mi?


Araf-7:23:Her ikisi: “ Rabbimiz kendimize zulmettik. Bizi bağışlamaz ve bize acımazsan kaybedenlerden oluruz.” dediler.


Araf-7:24: Dedi ki: “Birbirinize düşmanlar olarak aşağı ininiz. Belirlenmiş bir süreye kadar yeryüzünde yerleşip geçineceksiniz.”


Araf-7:25: Dedi ki: Orada yaşayacak, orada ölecek ve oradan çıkarılacaksınız.”


  • Allah merhametiyle, test aşamasında kendi nefsine zulmeden ve kaybeden insanın bir bakıma Şeytan’a karşı elini kuvvetlendirerek “Benden size bir yol gösterici geldiği zaman, o yol göstericiye uyanlar için artık bir korku yok ve onlar üzülmeyecekler.” şeklinde bir söz veriyor. Sonrasında Allah, Kuran içerisinde farklı yerlerde Şeytan’ın oyunlarına ve planlarına karşı insanı uyaran ayetlerle, insana doğru yolu seçmesi için iyi yönlü bir kuvvet ve destek uyguluyor.


Kuran’da Şeytan’ın planına ve oyununa karşı insanın alması gereken önlemler ve izlemesi gereken yollar nasıl açıklanmıştır?


35:6 Sapkın sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman edinin. O partisini sadece cehennem halkı olmaya çağırır.


2:168 İnsanlar! Yerin helal ve temiz ürünlerinden yiyin, sapkının adımlarını izlemeyin; o size açık düşmandır.


2:169 O size kötülüğü, hayasızlığı ve ALLAH’a bilmediğiniz şeyleri yakıştırmanızı emreder.


4:120 Onlara söz verir, ümit verir. Gerçekte, sapkının onlara verdiği söz kandırmadan başka bir şey değil.


2:168 İnsanlar! Yerin helal ve temiz ürünlerinden yiyin, sapkının adımlarını izlemeyin; o size açık düşmandır.


2:169 O size kötülüğü, hayasızlığı ve ALLAH’a bilmediğiniz şeyleri yakıştırmanızı emreder.


2:208 Gerçeği onaylayanlar, tümüyle teslim olun. Sapkının adımlarını izlemeyin; çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır.


2:268 Sapkın size fakirliği söz verir ve kötülüğü emreder.ALLAH ise kendi tarafından sizin için bağışlama ve lütuf söz verir.ALLAH Cömerttir, Bilendir.


3:175 Sapkın ancak kendi dostlarına korku verir. Onlardan korkmayın, benden korkun; gerçekten onaylamışsanız.


4:37 Bunlar üstelik cimridirler ve halka cimriliği öğütlerler. ALLAH’ın kendi lütfundan onlara verdiğini gizlerler. İnkârcılara acıklı bir azap hazırladık. 4:38 Bunlar, mallarını gösteriş için halka verir. ALLAH’ı ve ahiret gününü onaylamazlar. Kimin arkadaşı sapkın olmuşsa çok kötü bir arkadaşa sahip olmuştur.


4:76 Gerçeği onaylayanlar ALLAH yolunda savaşırlar. Kâfirler ise azgınların ve küstahların yolunda savaşırlar. Öyleyse sapkının dostlarıyla savaşın; sapkının planı zayıftır.


5:90 Gerçeği onaylayanlar, sarhoş edici maddeler, kumar, putlaştırılmış taş ve türbeler, şans oyunları sapkın işi birer pisliktir. Bunlardan sakının ki kurtulasınız.*


5:91 Sapkın, sarhoş edicilerle, kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi ALLAH’ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyorsunuz değil mi?


6:121 Üzerinde ALLAH’ın ismi anılmayanlardan yemeyin. Çünkü o, yoldan çıkmadır. Sapkınlar, sizinle tartışmaları için dostlarına vahyeder. Onlara uyarsanız siz de ortak koşmuş olursunuz.


6:142 Çiftlik hayvanları, binmeniz, kesmeniz veya kendilerinden yatak malzemesi çıkarmanız içindir.ALLAH’ın size verdiği rızıklardan yiyin ve sapkının adımlarını izlemeyin; çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır.


7:175 Kendisine ayetlerimizi verdiğimiz, ancak onlardan sıyrılmış geçmiş kimsenin ne duruma düştüğünü anlat onlara. Sapkın onu saptırıncaya kadar izlemişti.


7:27 Ademoğulları, sapkın, ana babanızın vücutlarını kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak bahçeden çıkardığı gibi sizi de şaşırtmasın. O ve kabilesi sizin onları görmediğiniz yerden sizi görürler. Biz, sapkınları, onaylamayanların dostları yaptık.


7:200 Sapkından ne zaman kötü bir düşünce zihnini tırmalarsa, ALLAH’a sığın; O İşitendir, Bilendir. 7:201 Erdemlilere her ne zaman sapkından karanlık bir öneri ulaşsa hemen hatırlarlar. Böylece hemen görürler. 7:202 (Sapkınlar) kardeşlerini ise azgınlığa sürüklerler ve bundan hiç geri durmazlar.


17:27 Kuşkusuz, saçıp savuranlar sapkınların dostlarıdır ve sapkın Rabbine karşı nankördür.


17:53 Kullarıma söyle: En güzel biçimde konuşup tartışsınlar. Çünkü sapkın aralarına girer. Sapkın, insanın apaçık düşmanıdır.


16:98 Kuran okuduğunda kovulmuş sapkından ALLAH’a sığın. 16:99 Gerçeği onaylayıp Rab’lerine güvenenlere onun bir gücü yoktur. 16:100 Onun gücü, kendisini dost edinenlere ve onu Rab’lerine ortak koşanlaradır.


26:221 Sapkınların kime indiğini size bildireyim mi? 26:222 Onlar her günahkar iftiracıya iner. 26:223 Kulak verirler;ancak çoğu yalancıdır. 26:224 Şairlere ise azgınlar uyar. 26:225 Onların her vadide koştuklarını (duruma göre yön değiştirdiklerini) görmez misin? 26:226 Ve onlar yapmadıkları şeyleri söylerler.


22:3 İnsanlardan öyleleri var ki ALLAH hakkında bilgisizce tartışır ve her azılı sapkına uyar. 22:4 “Bu, kendisini dost edinen kimseyi saptırır ve alevli azaba yol gösterir“ diye hakkında hüküm verilmiştir.


35:5 Ey insanlar ALLAH’ın sözü gerçektir; dünya hayatı sizi aldatmasın. Kandırıcı, sizi ALLAH hakkında kandırmasın. 35:6 Sapkın sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman edinin. O partisini sadece cehennem halkı olmaya çağırır.

41:36 Sapkından herhangi bir düşünce seni etkisi altına alırsa ALLAH’a sığın. O İşitendir, Bilendir.


  • Zaman bizlerle ilgili olan bir kavram olup Allah ise zaman ve mekandan münezzehtir. Allah olan biten her şeyden veya olacak olandan haberdardır. Bu nedenle kıyamet anıyla başlayacak olan yargı günü geldiğinde yaşanacaklara dair diyaloglara da yer verilmiş olması şaşırtıcı değildir. Bu Allah’ın merhametiyle, kullarını her açıdan öngörü sahibi yapmak istemesi olarak da açıklanabilir.


Ahirette her şey sona erdiğinde Şeytan’ın afişe olması ve Kuran içerisinde yer alan diyaloglar


25:25 Göğün bulut kütleleri halinde parçalanacağı ve meleklerin topluca indirildiği gün, 25:26 İşte o gün, yönetim tümüyle ve mutlak olarak Rahman’ındır. İnkarcılar için zor birgün olacaktır. 25:27 O gün zalim kimse (üzüntüden) elini ısırıp şöyle der: “Keşke, elçi ile birlikte aynı yolu tutsaydım.” 25:28 “Vay bana, keşke falancayı arkadaş edinmeseydim.” 25:29 “Beni, bana ulaşan mesajdan saptırdı. Gerçekten, sapkın insanı yarı yolda bırakır.”


19:68 Rabbine and olsun, onları (liderleri) ve sapkınları toplayacağız. Sonra onları cehennemin çevresine getireceğiz. Diz çökmüş halde… 19:69 Sonra her gruptan, Rahman’a karşı azgınlıkta ileri gidenleri ayıklayacağız. 19:70 Orada yanmayı en çok kimin hakettiğini elbette biz gayet iyi biliriz. Herkes Cehennemi Görecektir 19:71 İçinizden oraya gelmeyecek yoktur; bu, Rabbinin gerçekleştireceği kesin bir karardır. 19:72 Sonra, erdemlileri kurtaracağız. Zalimleri ise orada diz üstü bırakacağız.

6:128,129-Hepsini sürüp topladığı gün: "Ey cinler topluluğu, siz çok sayıda insan harcadınız." Onların insanlardan olan dostları: "Rabbimiz, bize verdiğin sürenin sonuna erişinceye kadar birbirimizden hoşlandık" derler. "Yeriniz ateştir" der. ALLAH'ın dilemesi hariç, orada ebedî kalacaklardır. Rabbin Bilgedir, Bilendir. Zalimleri böylece eşleyerek birbirinin dostları yaparız. Yaptıklarından ötürü…


14:22 Karar yayımlandıktan sonra sapkın onlara şöyle dedi: “ALLAH size gerçeği söz verdi, ben ise size söz verdim ve sözümden caydım. Benim sizin üzerinize herhangi bir gücüm yoktu; ben sizi çağırdım, siz de bana katıldınız. Bundan dolayı beni kınamayın, yalnızca kendinizi kınayın. Ne siz beni kurtarabilirsiniz ne de ben sizi kurtarabilirim. Beni ortak koşmanızı zaten önce de inkâr etmiştim. Zalimler için acı bir azap vardır.“


** Benimsediğim kurgu tarzı nedeniyle çok fazla yönlendirme yapmadan okuyucuyu kendi mantık yolunu oluşturmaya itmeye çalışıyorum. Bu nedenle verdiğim bağlantı noktalarını birleştirirken belki biraz durup düşünmen ve yazıdan bağımsız olarak da ayrıca araştırma yapman çok daha iyi olacaktır. Kuran ayetleri ışığında Şeytan’ı karakterize ettiğimizi düşünüyorum. Buradaki kritik bilgileri alarak an be an yaşanılan olaylara empoze etmek ve hayatımızı Kuran’ın rehberliğiyle, Şeytan’ın oyunlarından koruyarak yaşamak bizlere kalmış bulunmaktadır.


ŞEYTANİ ENERJİLERİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ, GÜNÜMÜZDEKİ MÜCADELELER, ETKİLEŞİMLER VE ŞEYTANIN KULLANDIĞI YÖNTEMLER


Günümüzde her konuda olduğu gibi doğru ve yanlış yaklaşımları içinde barındıran ancak her şey bu kadar aşikarken doğruluğundan şüphe etmenizin sizi ne kadar daha akıllı kılıp kılmayacağını bilemediğim bir konuyla başlamaktan kendimi alamıyorum.


Öncelikle herkesin deli gibi bildiği ama yozlaşan taraflarının daha çok bilinmesi nedeniyle insanların “yahu bunlar her yerdeler zaten, e o zaman her şey kötü kardeşim. Film izlemeyelim, müzik dinlemeyelim, hiçbir partiye oy vermeyelim. A buradan göz çıkmış, bak burada üçgen var…” gibi sığ yorumlara tabi olduğu ancak bir o kadar gerçek ve ciddi konular olan Tavistock Örgütü, Illuminati, satanizm ve bunun gibi başlıklı konuları bilmesi gerektiğinden bahsedeceğim.Farklı link ve kaynaklardan da mutlaka araştırmanızı öneririm. Hatta bu konuyla ilgili bilgilerin yer aldığı farklı bir blog da var; tarzı kimi insanları rahatsız etse de, ne dediğine dikkat ettikten sonra gayet güzel bilgi birikimi sağlayabileceğiniz Michael Sikkofield (http://michaelsikkofield.blogspot.com.tr)  rumuzlu arkadaşın bloğunu ziyaret etmenizi de öneririm. Ayrıca bu konuları destekleyecek bazı kanıt ve analizlere rahmetli Aytunç Altındal’ın kitapları ve Ömer Özkaya’nın Zihin Kontrol adlı kitaplarından da ulaşabilirsiniz.


Artık bu tarz konularda bilgi sahibi olduğunuzu düşünerek devam edebiliriz sanıyorum. Önceleri izlediğim bir kaç farklı videoda karşıma çıkan birinin, Roger Morneau’nun röportajından alıntılar yaparak ilerlemek istiyorum.


hqdefault.jpg


(https://www.youtube.com/watch?v=aLonc1wAB3M - Kim bu Elitler? İçlerinden biri Roger Morneau )


Burada anlatılanların gerçekliğinden şüphe edebilirsiniz tabi ki ancak konunun hakikat kısmından zaten yazımızın başında bahsetmiştik. Bunları eldeki “bilinmeye değer olan diğer veriler” olarak da inceleyebilirsiniz.


Roger Morneau Fransız bir ailede doğuyor ve ailenin kökeni Hebron bölgesindeki Yahuda kavmine yani Kudüs’e dayanıyor. Kendisi melezleşmiş bir Yahudi. Videoda anlattığı gibi, Şeytan’ın güzel bir varlık olduğuna inanan satanistlerden. Morneau  bir kiliseye üye. Kilisenin adı: Seventh Day Adventist Church. Bu kiliseye evanjelist dediğimiz kişiler gidiyor. Evanjelizm, resmi verilerde Hristiyanlığın bir mezhebi olarak geçer. Ortodoksluk, Protestanlık, Katoliklik gibi…Yahudi ve Hristiyan inançlarının ikisini birden birleştiren bir inanç sistemidir. İkisinin ortak yanlarını ele alan bir sistem. Bu inancın özünde videoda bahsettiği gibi Lucifer yatıyor. Videoda antımı yapan kişi olan Roger Morneau da evanjelisttir. Örneğin; Bush ailesi de evanjelist olup Seventh Day Adventist Church’a üyedir… Siz bu konudaki bilgilerin ayrıntısını ; önceden bahsettiğim kaynaklardan da olabilir mutlaka araştırın lütfen.


röportaj.JPG

Video gazetecilerin aşağıdaki sorusuyla başlıyor.


Nasıl oldu da Şeytan’a tapmaya başladın?


Roger İkinci dünya savaşı sonrası iş aradığını ve o sırada eski bir arkadaşıyla karşılaştığından bahsediyor. Bir yemek yemeye karar veriyorlar. Arkadaşı anlatması gereken muhteşem haberleri olduğundan bahsediyor. “Ben ölümün ruhuyla konuşanlardan oluşan bir gruba katıldım diyor.” ve bir soru “ ölmüş annenin ruhuyla konuşmak istemez misin?”. “yoksa bundan korkar mısın? şeklinde bir yaklaşımdan sonra şoke oluyor ve konuya eğilimi artıyor.


Arkadaşı başka şeylere taparken ne kadar cesur olduğundan bundan korkmayacağını düşündüğünden bahsetmeye devam ederek onu motive etmeye çalışıyor. “Sen aynı adam değilsin değiştin korkuyor musun yoksa deyince adamımız gitmeye karar veriyor.


Muhteşem bir evde oturan medyum gibi bir bayanı ziyarete gidiyorlar. Bulunduğu yerde bir düzine insanla birlikte bu medyumun maharetlerini izlemeye başlıyor. Anlattığına göre insanlar ölmüş yakınlarıyla konuşmak istiyorlar ve konunun inandırıcılığının artmasını bekliyorlarmış.


Medyum filmlerden de aşina olduğunuz gibi ruha danışıyor ve bir ses “ .Merhaba Frank! Benimle görüşmek istemen çok güzel diyor.” Bu durumla ilişkili olan ziyaretçi ruhla konuştuktan sonra bu durumun dünya üzerindeki en güzel şey olduğunu düşünüp etkileniyor. Medyum tam bu anda kitleyi daha çok etkilemek için ruhun kendini açıkça ortaya çıkaracağını söylüyor. Roger ın anlattığına göre sanki büyük bir hayaletin rüzgarının binaya çarptığını düşünüyor. Görülen bir şeyin öylece içeri girdiğini belirtiyor.Gecelik giyinen bir kadın gördüğünü ve kadının ziyaretçiyle konuştuğunu söylüyor. Sonrasında anlatılanlara göre ölülerle konuştuklarını sanan insanlar heyecanlanıyor ve bu illüzyon ziyaretçinin etkilenip bayılmasına sebep oluyor.   


Bu tarz şeylere inanmaya ve eğilim göstermeye başladıktan sonra adamımız Şeytanlara tapan gizli bir tarikata girdiğini anlatıyor. Videoyu takip ederken fark ediyoruz ki bu tarz yerlere gide gele, zamanla olup biten her şeyi normal karşılamaya başlıyor. Daha fazlası için beklentiye girmeye başlıyor. Kişi, Şeytan’a tapmak için cinler aleminin en yüksek dereceli ifritleri tarafından davet edildiğinde bir daha normal hayatına dönemeyeceğini düşündüğünü söylüyor.


Sonraları Vancover da çalan ünlü bir müzik grubunun solisti ile bu medyumluk işlerinde tanışıp yanında bir arkadaşı da olduğu halde yemek yiyorlar. Solist Roger a bir anda “Ne zamandan beri sihre eğiliminiz var?” diyor. Anlamamazlıktan gelen Roger “ne demek istediniz?” diye sorunca Şeytan’ın Roger’ı etkileyen ilk oyunu aslında afişe oluyor. Kuran’da da çok kez Allah insanların sihirden ve büyü gibi olaylardan uzak durmaları gerektiğini belirttiğini biliyoruz.


Solist “ Siz insanların konuştuğunuzu sandığınız ölü ruhlar; bunlar tam bir saçmalık! Bu kadar ünlü olabilmemin sebebi ne biliyor musun? diyor. Bunun şans faktörü olmadığını belirtiyor. Ve şöyle devam ediyor. “Senin için bazı güçler çalışıyor olsa da  bu dünyanın başına geçemezsin.” diyor. Ve Şeytan’a taptığı için olan bitenin kendisinin önüne serildiğini anlatıyor. Solist “ Konuştuğunuzu sandığınız ruhlar Şeytani ruhlar ve çok güzel yaratıklar” diyor. Ardından devam ediyor “ Sizler çok güzel bir geleceğe sahip olacaksınız çünkü bize gizli tarikatımızdaki yüksek seviyeli liderlerden (ifrit) söylendi ki Üstadın sizin için çok özel planları var. “


Göründüğü gibi Şeytan’ın bu kişilere verdiği gizli vaatler ve ona inandıkça başlarına gelecek durumlarla kalplerinin yaptıkları işlere daha çok ısınması aslında sınavın ta kendisi oluyor.


4:120 Onlara söz verir, ümit verir. Gerçekte, sapkının onlara verdiği söz kandırmadan başka bir şey değil.


43:62 Sapkın sizi yoldan çıkarmasın. O size açık bir düşmandır.


Solist “ Biz ruhlara tapıyoruz. Cennetten kovuldukları zamanki kadar güzel olan Şeytan ve zürriyetine” “Bütün evrende bir yanlış anlaşılma var. Şeytan (Üstad) yanlış anlaşıldı. Tanrı onu çıkarmadı. Tanrı insanların bu gün de yaptıkları gibi bir hata yaptı (!) Biz savaş durumundayız. İyiler kötülere karşı. Ve bizler şeytani olanlar olduk. Ama o kadar da kötü değiliz. Devam etti. “Şeytani güçle yapılan şu antlaşmaya bak. Bir insan Tanrı’ya inanıyor, Diğeri Şeytan’a. Politika gibi yani…


35:6 Sapkın sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman edinin. O partisini sadece cehennem halkı olmaya çağırır.


Solistin sözlerinden aktarmaya devam ederken “Mesih’in bu dünyaya tekrar gelip o güce kavuşamayacağından (inandıkları güç Mesih’in Tanrı olduğu) ancak dünyayı müdaafa edeceğinden ve Şeytan’ı şu şekilde doğrulayacağından bahsediyor. “O doğru söyledi ve haklı şekilde dünya Şeytan'ındır.


(Arayış adlı yazımızda ve bu yazımızın daha önceki kısımlarında Şeytanın en baştan beri hakimiyet kurmak istediği bir bölge için mücadele verdiğinden bahsetmiştik. Ayrıca Kuran  İsa’nın; (onların demek istediği şekilde Mesih’in) Allah’ın elçisi, peygamberi ve Meryem’e ruhundan gönderdiği bir kul olduğu, İsa’nın belli üstün özelliklere Allah’ın izniyle kavuştuğunu söyler. İsa’nın doğumunu ve halka ulaşmasını anlatan ayetleri 19:22’den 19:40’a kadar inceleyiniz. Ayrıca aşağıda İsa’nın Allah’ın katına yükselttiğini, doğrudan cennetine alındığını da söylemektedir.)


4:157 Ve ALLAH’ın elçisi “Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük“ demelerinden ötürü… Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar; fakat öyle yaptıklarını sandılar. Tüm mezhepler bu konuda kuşku içindedir. Onların bu konuda bir bilgisi yok; sadece zanna uyuyorlar.Kesin olarak onu öldürmediler.


4:158 Tersine, ALLAH onu kendisine yükseltti; ALLAH Üstündür, Bilgedir.


4:159 Kendilerine kitap verilenlerden her biri ölümünden önce bu gerçeği onaylamak zorundadır. Diriliş Günü ise o onlara karşı tanık olacaktır.


Sohbetleri şöyle devam ediyor…” Şeytan söylüyor ki, sona gelindiğinde (kıyamete yakın) şeytan dünyayı yönetecek. O zaman geldiğinde Üstad (Şeytan) ölü insanları mezarlardan diriltecek. (!)


Kuran ayetlerinin bu konu hakkında ne dediğine bir bakalım.


6:36 Ancak dinleyenler yönelir. Ölüleri ALLAH diriltir, sonra da her şey O’na döndürülür.


6:95 ALLAH taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendirendir. Ölüden diriyi çıkarır ve diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur ALLAH. Nasıl yüz çevirebilirsiniz!


7:57 O, rahmetinin bir ön müjdesi olarak rüzgarları gönderendir. Toplanıp yüklendikten sonra ağır bulutları ölü bir toprağa süreriz. Onunla su indirir ve onunla her çeşit ürünü çıkarırız. Ölüleri de böyle çıkarırız. Belki bundan bir öğüt alırsınız.


16:38 “ALLAH ölmüş olanı diriltmez diye tüm güçleriyle ALLAH’a yemin ederler. Hayır, O’nun verdiği gerçek bir sözdür o. Ancak insanların çoğu bunu bilmiyor.


21:21 Onlar, diriltebilecek yeteneğe sahip tanrılar mı edindiler yeryüzünden?


22:6 Çünkü, ALLAH tek gerçektir; ölüleri diriltir; her şeye gücü yeter;


22:7 ve o an hiçbir kuşkuya yer bırakmadan gelmekte ve ALLAH mezarlardakileri diriltecektir.


22:66 O’dur size can veren, sonra sizi öldüren ve sonra sizi dirilten… İnsan elbette pek nankördür.


30:50 ALLAH’ın rahmetinin ürünlerine bak; ölümünden sonra toprağı nasıl da diriltiyor. Bunun gibi ölüleri de diriltecektir. O her şeye gücü yetendir.


36:12 Ölüleri biz, evet biz diriltiriz, onların yaptıklarını ve (ölümlerinden sonraki) sonuçlarını yazarız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta saymışızdır.


36:52 “Vay halimize“ derler, “Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? Bu, Rahman’ın söz verdiği şeydi. Demek elçiler doğru söylemişti.”


42:9 O’nun dışında veliler (sahipler) mi edindiler? Biricik veli ALLAH’tır, ölüleri O diriltir ve O her şeye Kadirdir.


46:33 Gökleri ve yeri yaratan ve bunları yaratmakla yorulmayan ALLAH’ın ölüleri diriltebileceğini düşünmezler mi? Evet, O her şeye gücü yetendir.


75:36 İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanıyor?
75:37 Dökülen meniden bir sperm değil miydi?
75:38 Ve bir embriyoya dönüştükten sonra O yaratıp biçim verdi.
75:39 Ve ondan erkek ve dişi olmak üzere iki çift yarattı.
75:40 Bunları yapanın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?


Bunları söyledikten sonra Solist, Roger’ı ve arkadaşını kendi hizmetlerine davet edildiğini belirtip onları oraya kendisinin götüreceğinden bahsediyor. Montreal’ deki çok ihtişamlı bir malikaneye varıyorlar. (Burayı konuşmada küçük malikane diye tanımladıklarını da eklemiş.)
Roger gittiklerinde orada kendilerini sert karakterli insanların karşılayacaklarını düşündüğünü umarak kendini hazırladığını belirtiyor. Ancak içeri girdiklerinde aksine hepsinin muhteşem şekilde giyindiklerini, iyi tavırlı ve eğitimli olduklarını gördüğünü söylüyor. Orada doktorlar, avukatlar vb. insanlar olduğunu ayrıca şeytani cinler gördüğünü ve tanrılarının (Şeytanın) kendi hayatları için neler yaptıkları hakkında konuştuklarını gördüğünü söylüyor.
(Cinlerin de insanlar gibi teste tabi tutulduklarını ve bir topluluk olduklarını, onlarında aralarında gerçeğe inanan ve inanmayanlar olduğunu Kuran ayetlerinden öğrenebiliriz.)
Bu cinlerin Şeytan’a yaklaştırılmış olduğunu ve onun hizmetinde olduklarını söylüyor. Bulunduğu ortamda kilise şarkıları, ilahiler çaldığını duyunca şaşırmış. Papaz Roger’a tüm olup bitenlerin Şeytan’ı onurlandırmanın en iyi yolu olduğunu İsa ve insanlarla alay edip, kiliseyi kullanıp birçok kelimeyi değiştirip dinin içini boşalttıklarından bahsettiğini anlatıyor. Bugünlerde rock müzik dünyası içindekiler gibiydi diyor. Ünlülerin ters haç takıp  bunun gibi yöntemlerle aslında İsa ile alay ettiklerini (ancak onlar için İsa Tanrı bildiğiniz gibi) söylüyor. İnsanların bunu yapmasına şeytanların neden olduğunu aktarıyor.


ld2.jpg


lg.jpg


Röportajı yapan kişi tarafından tapma odasına girdikten sonra yaşadıklarını anlatması isteniyor.


Papaz; Master (Hayatının Efendisi olarak adlandırarak) ile tanışmalarının vakti geldiğinden bahsetmiş.


2:286 ALLAH kişiye ancak kapasitesi kadar yükler. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kazandığı kötülükse kendi zararınadır. “Rabbimiz, unutur yahut yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize ağır sorumluluk yükleme! Rabbimiz, gücümüzün yetmeyeceği şeyleri bize yükleme! Bizi hoşgör, bizi bağışla ve bize acı! Sensin bizim efendimiz/egemenimiz (mevlana). İnkarcılar topluluğuna karşı bize yardım et!”


66:2 ALLAH, yeminlerinizi helalleştirmenin yolunu bildirmiştir. Mevlanız (efendiniz)ALLAH’tır. O Bilendir,Bilgedir.*


Roger malikanede görüşme odasına giderken çok etkileyici ensthantenelerle karşılaştığını, olup biten her yerin çekiciliğini anlatarak devam ediyor. “Şeytanlar kırmızıyla tasvir edilmişti, onların tabloları vardı. Yüze yakındı. Küçük bir sunum yeri vardı. Bunları tapma seremonisinde kullanıyorlardı. Papaz bazı şeylerin som altından yapıldığını söyledi. Bu insanların gerçekten güç sahibi olduğunu hissettim. Kaygılıydım geri dönüş olmadığı söylenmişti. Babam derdi ki, “Eğer yanlış şeyler yapmaya başlarsan bedelini ödemek zorundasın. Bu dünyadaki her şey için bir bedel var.” bu düşünce birden aklıma geldi. Ardından papaz dedi ki “Üstadın bizler için özel planları var. Hiç bir insan bu şeytanlar tarafından davet edilmeden bu gizli cemaatlere katılamaz. Bize Şeytanların isteklerine karşı koymamızın tehlikesini açıkladı.” İster istemez bu durumun onu korkuttuğunu söylüyor.


3:175 Sapkın ancak kendi dostlarına korku verir. Onlardan korkmayın, benden korkun; gerçekten onaylamışsanız.


7:200 Sapkından ne zaman kötü bir düşünce zihnini tırmalarsa, ALLAH’a sığın; O İşitendir, Bilendir.


16:98 Kuran okuduğunda kovulmuş sapkından ALLAH’a sığın.


Papaz birçok Şeytan’a tapan tarikatlar olduğunu ancak kendilerinin elitler olduğunu söyleyerek şunları da eklemiş; “Gerçekliğin ne olduğunu biliyoruz. (Arayış adlı yazımızda Hakikat Nedir? başlıklı kısmı okuduktan sonra gerçeklik hakkında daha analitik düşünebilir ve bunun “bildikleri gerçekliğin ne olduğu konusu” daha iyi eleştirebilmenize yardımcı olacağını düşünüyorum.) Şeytan ve zürriyetini… Onlar gördüğün şeylere benzemiyorlar. Muhteşem yaratılmışlar. (Allah Kuran’da melekleri üstün özelliklerle, kendine hizmet etmeleri için yarattığından bahsediyor.) Duvar üzerindeki tablolardaydı. Özellikle Şeytan’ın tam olarak çizildiği tablolar muhteşemdi. Yüce bilgili bir insana benziyordu.” (Kuran’da bu sıfat Allah için kullanılır. Ör; Sen bilensin, bilgesin gibi) Tapınma odasında olup bitenleri anlatmaya başlıyor ve kişilerin Şeytan sayesinde elde ettikleri başarıları, gücü, yetenekleri ve parayı elde edişlerini anlatışlarını dinlediğini belirtiyor. Şeytan “bunlar benim için değil sizin için” diyerek cömert bir yaklaşımda bulunuyormuş.


2:268 Sapkın size fakirliği söz verir ve kötülüğü emreder.ALLAH ise kendi tarafından sizin için bağışlama ve lütuf söz verir.ALLAH Cömerttir, Bilendir.


Papaz” Şeytan’a güvenme zamanı geldi” dedikten sonra adamımız Roger’ın başına mucizevi denilebilecek bir takım olaylar geliyor. (Bunu videonun 28:35:00 dan sonraki kısımlarından dinleyebilirsiniz)


Bu sırada yeni bir soru yöneltiyorlar Roger’a. “Büyük çekişmeden biraz daha bahsedebilir misiniz?”


“Kötü ve iyi arasında büyük bir çekişme var. Mesih ve Şeytan. (Buradaki Mesih onların inanışlarına göre Tanrı) Onlar her zaman büyük üstatlarıyla gurur duyuyorlar. “


35:10 Onuru arzulayanlar, bilsin ki tüm onur ALLAH’a aittir. Güzel söz O’na çıkar, iyi iş de O’nu yükseltir. Kötülük planlayanlar için çetin bir azap vardır ve onların planı başarısızlıkla sonuçlanacaktır.


“Muhteşem bilgili bir yaratık. Bir korku geliyor ona bakamazsın çünkü çok parlak.


24:35 ALLAH göklerin ve yerin ışığıdır. Işığının örneği şuna benzer: İçinde lamba bulunan bir oyuk… Lamba bir cam kap içindedir. O cam kap ise, inci gibi (parlak ve yuvarlak) bir gezegen gibidir. Yakıtı, ne batıya ne de doğuya bağıntısı olmayan, zeytinyağı üreten bereketli bir ağaçtandır. Yağı, neredeyse ateş değmeden aydınlık verir. Işık üzerine ışıktır. ALLAH dileyeni/dilediğini ışığına ulaştırır. İşte ALLAH halka böyle örnekler verir.ALLAH her şeyi bilir.


“Hayallerini kontrol ediyor.(Burada bahsettiği aklından geçenleri tahmin edebilip yardımcı olabileceği.)


2:284 Yerde ve göklerde olanlar ALLAH’ındır. İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de ALLAH sizi ondan sorumlu tutar. Dilediğini bağışlar, dilediğini cezalandırır. ALLAH her şeye gücü yetendir.


Şeytan, kendilerine iyi ile kötü arasındaki bu büyük çekişmenin barışçıl şekilde biteceğini, Mesih’in (Tanrı’nın) aslında bütün bu evrenin savunuculuğunu yapıldığının farkına varacağını, sonrada insanlarını kendiyle birlikte galaksinin içindeki kendi gezegenine götüreceğini, ancak kendisinin dirilttiği insanlarıyla birlikte bu dünyada kalacaklarını ve bu insanların sayısının denizin kumları kadar olacağını öğütlüyor ve sonsuz yönetimin kendine ait olacağını söylüyormuş.


112:2 “Allah sonsuz ve mutlak/ilk sebeptir.” (Allah’ın sıfatlarından olan Muktedir’in kelime anlamı ise “sonsuz iktidarın, gücün ve yönetimin sahibidir. Hakimiyet daima onundur.)


81:1 Güneş yuvarlandığı zaman, 81:2 Yıldızlar solduğu zaman, 81:3 Dağlar yürütüldüğü zaman, 81:4 En değerli mallar terk edildiği zaman, 81:5 Yabani hayvanlar toplandığı zaman, 81:6 Denizler kaynatıldığı zaman, 81:7 Nefisler/kişiler çiftleştirildiği zaman,*
81:8 Doğduktan hemen sonra öldürülen kız çocuğu sorulduğu zaman:* 81:9 Hangi suçtan ötürü öldürüldü diye. 81:10 Kayıtlar yayımlandığı zaman, 81:11 Gök yerinden oynatıldığı zaman, 81:12 Cehennem alevlendirildiği zaman, 81:13 Bahçe yaklaştırıldığı zaman, 81:14 Her kişi ne yapıp getirdiğini bilir.


79:6 O gün o sarsıntı sarsar. 79:7 Ardından bir diğeri izler. 79:8 O günyürekler titrer. 79:9 Gözleri ise alçalır. 79:10 Derler ki, “Daha önceki halimize mi döndürüldük?“ 79:11 “Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha!?“ 79:12 “Öyleyse bu zararına bir dönüştür“ derler. 79:13 O bir tek dürtüşten ibarettir. 79:14 Onlar uyanıvermişlerdir.


82:1 Gök çatladığı zaman, 82:2 Gezegenler saçıldığı zaman, 82:3 Denizler akıtılıp taşırıldığı zaman, 82:4 Mezarların içi dışına çevrildiği zaman, 82:5 Her kişi, yaptığını ve yapmadığını öğrenecektir.


“Dünyada kendisiyle birlikte kalacak kişilerin sonsuza kadar mutlu olacaklarını ve tarihte bilinen ünlü bazı insanların da orada olacağını söylüyordu ve çok onur vericiydi.”


82:6 Ey insan, seni Onurlu olan Rabbine karşı aldatan nedir?
79:34 Büyük baskın geldiği zaman, 79:35 O gün insan, neyin uğrunda çaba harcadığını anlar. 79:36 Cehennem göz önüne çıkarılacaktır. 79:37 Azgınlara, 79:38 Ve dünya hayatını yeğleyenlere gelince. 79:39 Gidilecek yer cehennem olacaktır. 79:40 Rabbinin makamına karşı saygı duyan ve kendini fantezilerinden alıkoyanlara gelince 79:41 Gidilecek yer bahçe olacaktır.
82:13 İyiler nimetler içindedir. 82:14 Kötüler ise cehennemde. 82:15 Din Günü oraya girerler. 82:16 Oradan hiç ayrılamazlar. 82:17 Din Gününün ne olduğunu bilir misin? 82:18 Evet, Din Gününün ne olduğunu bilir misin? 82:19 O gün kimsenin kimseye yardımı dokunmaz. O gün tüm kararlar yalnız ALLAH’a aittir.


Roger “Papaz bana dedi ki; “Seni hiç bir şey için zorlamıyorum. Sana göstermek istediğim, Şeytan’ın yardımcılarının köleler için neler yapabilecekleri”...En aşağı kata indik orada bir daktilo yazıcı vardı. Kendime dedim ki bir dürü insan burada ne yazıyorlar?” (Fringe dizisini izleyenler bilirler ki dizide varsayılan içinde yaşadığımız bu dünyada bir takım olayları ilerletebilmek için ve haberleşebilmek adına paralel evrendeki yönetime sahip kişiyle gizli bir odadaki daktilo sayesinde irtibat kuruyorlardı. Daktilo kendi kendine verilmesi gereken cevapları yazıyordu.)


daktilo 1.JPG
daktilo2.JPG
daktilo 3.JPG
daktilo 4.JPG


“Bir sürü daktilocu vardı, elleri hareket ediyordu. Daha önce hiç görmediğim şekilde hızlı yazıyorlardı. Sadece bu değil. İki büyük masa vardı. Her masada on tane daktilocu vardı. Daktilocular hep sağ taraftan yazıyorlardı ve (daktilonun aparatı) asla geri dönmüyordu. Soldan geriye doğru yazıyorlardı. Size bir anlam veriyor mu? Papaz dedi ki: Şeytanlar çalışıyor.


Beni bir adamla tanıştırdı. Bu adam bir avukattı. Geçen yıl kaç para kazandın diye sordu (Papaz) Altı rakamlı dedi.


Oradaki Şeytanlar avukat için çalışıyordu. Onlar sadece kağıt koyuyorlardı. Farklı dava özetlerini yazıyorlardı. Bu adam resmi yetkililere hizmet ediyordu. Kuzey Montreal ST. Agatha’da bilirsin yazlıklar vardır. Burada onların insanları için bir villa vardı. Gizli oluşumlar için Cadılar bayramında canlı hayvan kurban ediyorlardı. Burada bir kandırmacanın olduğunu buluyorsun. Size söyleniyor ki üç tane görülmemiş hizmet var ve ben de onlara katıldım.


İlki hristiyan putperestlik diye isimlendiriliyordu. İkincisi “yeni çağın büyük kandırmacası”. Tabi daha önce bu “yani çağ” olayını size açıklamam lazım. Bu olan 1946’da oldu. Diğeri de Şeytan’ın genel kurulu “1700”lerdi. Orada duyduğum şeyler gözlerinizi açacak şeylerdi. Öncelikle büyük gene kurulla başlayalım. 1700’lerde cinler ve şeytanlar büyük genel kurulu kurdular. Akıllarında bir amaç vardı. Sanayi çağının dünyada ortaya çıkması ve şeytanı bundan sonra takip edecek çağa hazırlamaktı.


Şeytan, insanlar tarafından bilimsel alanda muhteşem keşifler olacağını gördü. Görülmemiş bir çağ olacak. Akımı yaşayan herkes değişecek. Aynı zamanda zamanın sonunu hızlandıracak hizmet hakkındaydı. Zamanın sonuna doğru kötü ve iyinin karşılaşacağı zamana… Papaz dedi ki; Şeytan İncil’i araştırıyor. Daniel 12:4’ de buldu ki ; Bize zamanın sonu diye bahsediliyor. Bu dönemde bilgi artacak. Anladık ki biz o noktaya ilerliyoruz. Cinler konseyi operasyonun ruh halini değiştiriyorlardı. Bilirsiniz insanlar içsel yaratıklardır. Bu operasyonun amacı insanların kendilerini (Mesih) tanrı’nın krallığından men etmelerini sağlamak. Konsey 60-70 kişiden oluşuyor. Planlar da Şeytan tarafından aktarılıyor. Takip edilecek üç tane ana kural belirlediler.


  • Birincisi; Şeytan’ın zürriyetinin gerçekten var olmadığına insanları inandırmaktı. Taki o zamana gelene kadar. (Konuşmanın yapıldığı ve bu olayların Roger’ın başına geldiği tarihin ne kadar eski olduğunu göze alırsanız şu değerlendirme amaca ne kadar ulaşıldığına delil olabilir. “Günümüzde sadece Amerika’da bile insanların %70’lik bir kısmı var olan bir Şeytan’a inanmıyorlarmış”.)
  • İkincisi insanların zihinlerini tamamen kontrol edecek bir yol bulmaktı. Bu iş büyü olmadan da yapılabilirdi. Bu da insanlığa yararlı yeni bir bilim dalı olarak tanıtıldı. Büyü kullanmadan hipnoz uygulamak. Bu şekilde iyi diye tabir edilen insanlar da kullanılabilirdi. Öğretmenler, üstün zekalı insanlar… (Mesmer’e hipnoz ilminin Şeytan tarafından öğretildiğini ve bunun Şeytan’ın bir planı olduğunu ve insan oğlunu yönlendirmek için Şeytan’ın aklına gelen en iyi şey olduğunu detaylıca açıklıyor.) Papaz’ın anlattığına göre Darvin ve Tomas Huxley isimli takipçiler şeytanları kullanıyorlardı yani Şeytan’ın takipçilerindenlerdi. Çünkü onlar çocukluklarında tıp doktorları tarafından hipnotize edilmişlerdi. (Daha önce bahsettiği gibi insanları istedikleri inanca sevk edebilmek için bu konunun işlerine çok yarayacağını fark ettiklerinden bahsediyor. Zaten Allah kısmet ederse ilerleyen günlerde Evrim’in Darvin’in bahsettiği gibi bir düzen de ilerlemediğini ancak var olduktan sonra yaratılan şeylerin evreler halinde değişip geliştiğini çok basit bir dille anlatmaya çalışacağım.)
  • Üçüncü kural ise İncil’i fiilen yok etmekti. Çok ilginç bir stratejiydi. Şeytan’ın büyük kuruldan sonra Charles Darvin’e kişisel olarak talimat vermesi kararlaştırıldı. Ortaya çıkardığı “evrim teorisinin temellerini kurmak için… Şeytan’a göre; eğer bir kişi evrim teorisine Darvin’in getirdiği yaklaşımla inanırsa, hayatındaki yaratılış ilkeleri tamamen yok edilebilir. İnsanın düşüşü ve kurtuluş planını bununla gerçekleştirebilirdi. Şeytanlara göre evrim teorisini öğreten herhangi biri bu büyük dinin rahibi olabilir. Büyük bir dine atıfta bulunuyor. Bu kişi aynı zamanda Şeytan’ın kendinden büyük bir övgü alıyor. Bu şekilde büyük güç elde ederek ruhsal körlükten çıkıyor.”


22:46 Düşünen beyinlerle ve işiten kulaklarla yeryüzünü dolaşmadılar mı? Gerçek körlük, gözlerin körlüğü değil; göğüslerdeki gönüllerin körlüğüdür.
22:52 Senden önce, arzularına sapkının karışmadığı hiçbir elçi ve hiçbir peygamberi göndermedik.ALLAH sapkının attığı şeyleri ortadan kaldırır ve sonra ALLAH ayetlerini sağlamlaştırır. ALLAH Bilendir, Bilgedir.* 22:53 Böylece sapkının attığını kalplerinde hastalık bulunanlar ve kalpleri katı olanlar için bir test haline sokar. Zalimler, elbette apaçık bir karşıtlık içindedirler. 22:54 Bu durum, aynı zamanda, kendilerine bilgi verilmiş olanların bunun Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu anlamalarını sağlar. Böylece kalpleri onu benimser ve onaylar. ALLAH, elbette, gerçeği onaylayanları doğru yola ulaştırır.


Bununla da bitmiyor diyerek konuşmasına devam ediyor Roger: “Papaz diyor ki: Bu iş bu galaksidekilerin içinde Şeytan’ın kendisi için çalışanların yaptığı en büyük iş, onurdur.  bunların dışında diğer bir şey ise beni gerçekten şoke eden “kalpteki hastalıktı.” (Papazın tüm bu anlattıklarına kalbinin ne kadar kandığını ve heyecan ile kendilerini adayarak hizmet etmek istediklerini tasvir eden bir ifadeyle bu olayı anlatıyor.)


8:49 İkiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunanlar, “Bunları dinleri aldatmış“ diyorlardı. Kim ALLAH’a güvenirse, kuşkusuz ALLAH Üstündür, Bilgedir.


İlerleyen konuşmalarında büyücülükten bahsediyor ve büyücülük kelimesini şu şekilde açıklıyor. “Bu bir düşüncedir. Cinleri çağırmadır.” Papaz bunun ortaya çıkarılan muhteşem kandırma için sadece bir yol odluğundan bahsediyor ve devam ediyor. “İnsanlar içlerinde ölümsüz bir ruh olduğuna inanıyor ve ölümden sonra bu ruh halen yaşamaya devam ediyor. Buna inanan insanlar için büyücülüğe inanmak ve ondan karşılık beklemek kolaylaşıyor. Yapılan işin putperestlik olması için direkt büyücülüğe başvurup ondan bir şey beklemeleri yeterli.”


2:102 Süleyman’ın otoritesi hakkında sapkınların anlattığına uydular. Oysa Süleyman inkâr etmedi; halka büyücülüğü ve Babil’de Harut ve Marut adlı iki meleğe indirileni öğreten sapkınlar inkâr etmişti. Bu ikisi: “Bu bir sınavdır, nankör olmayın!“ demedikçe kimseye onu öğretmezlerdi. Fakat o ikisinden öğrendiklerini, koca ile karısının arasını açmak için kullandılar. Oysa ALLAH’ın izni olmadan onlar hiç kimseye bir zarar veremezdi. Kendilerine yarar vereni değil, zarar vereni öğreniyorlardı. Üstelik, ona müşteri olanların ahirette bir payı olmadığını da iyi biliyorlardı.Karşılığında kişiliklerini sattıkları şey ne kötü. Bir bilselerdi!


Roger devam ediyor; “Bilinen inanıştaki büyücülük sadece cinleri çağırmakla da olmayabilir. Şu nedenden çünkü o kişi tamamen ölümlü ve bu dünya ile iletişime geçemez. Tamam o zaman ancak bunlar kimlerle konuşuyor? O zaman Papaz dedi ki; arkadaşçık şeytanlar yüzyıllardır bununla ilgili durumlarda şahane yollar buluyorlar. Ölen kişileri taklit ediyorlar. (Anladığınız kadarıyla çoğu şey illuzyondan ibaret.) Şeytanlar da içlerinde üçe ayrılıyorlar.”


  1. Arkadaşçıl Şeytanlar: Bunlar incelikli ve sofistike olanlar. Cennetten kovulduklarına üzülmüyorlar.
  2. Savaşçılar var. İnsanlara çok büyük yıkım getirmeyi seviyorlar.
  3. Zulümcüler var. bunlar azgın olanları. Tanrıdan ve bütün yaratılanlardan nefret ediyorlar.”
“Papaz açıkladı ki; İnsanlar büyücülüğe inandıklarında aslında kendilerini tamamen şeytanların aldatmacasına açıyorlar. Çünkü bu şeytanlara bir şans veriyordu. Ayrıca bu durum Şeytan’a tam anlamıyla onur veriyordu. O halde Şeytan kendisinin sevgi ve onura layık olduğuna inanıyor.”


35:10 Onuru arzulayanlar, bilsin ki tüm onur ALLAH’a aittir. Güzel söz O’na çıkar, iyi iş de O’nu yükseltir. Kötülük planlayanlar için çetin bir azap vardır ve onların planı başarısızlıkla sonuçlanacaktır.


Devam eden kısımlarda bazı bölümleri atlamamın sebebi konuyu çok dağıtmamak o nedenle siz orijinal metni analizsiz olarak videodan takip edebilirsiniz.


Roger Papazın anlattıklarına şöyle eklemeler yaparak ilerliyor: “Seninle gerçekten çok büyüleyici bir şey konuşmak istiyorum. Bu söyleyeceğim Şeytan’ın büyük planı amacı için bütün her şeyi hasat etmesiyle ilgili. Hemen iyi ve kötü arasındaki büyük savaşın bitmesinden önce çok eşsiz bir şekilde yapılacak. Bu büyük planla insanları sömürecekler. Şeytanlar kendilerini uzak galaksiden gelen yaratıklar olarak tanıtacaklar. (Uzaylılar) Dünyanın yok oluşuyla ilgili insanları uyarmak için gelecekler. Her şey bitmiş olmadan vücut dışı deneyimi sunacaklar” (zihinle komut - Devamında anlattıkları miraç gibi, nirvanaya ulaşmak gibi adlandırılan bir tecrübe, trans hali) “Dünyadaki milyonlarca kişi ölümsüz ruha sahip olduklarına inanıyorlar. Cinler orta seviye transa girdiklerinde insanlarla konuşuyorlar. Bu bugün yönlendirme olarak da biliniyor. (Bu arada konuşmanın yapıldığı tarih bile çok eskiyken bu olan planların Papaz ile konuşulduğu zaman ile ilgili 45 yıl öncesiydi bilgisini veriyor.) Şu önemli bilgiyi ortaya çıkartmaya çalışıyorlardı; Şeytanlar değerli bir bilgi rehberliği sunmalılardı. İnsanlara bu bilgiler ışığında evrendeki dünyayı dışlatmakla kalmıyor, varlığın yüksek bilgeliğine girişe neden oluyorlardı. Papaz, cinler söz verecek dedi. Söz büyük bir kelimeydi!”


4:120 Onlara söz verir, ümit verir. Gerçekte, sapkının onlara verdiği söz kandırmadan başka bir şey değil.


“Eğer tavsiyeleri dikkatlice takip edilirse muhteşem bir yeni çağa insanları götürecekler. Barış ve refah. Daha savaş çıkmayacak, açlık olamayacak, insanlar birbirine düşman olmayacak, komşular birbirini sevecek vs. binlerce yıl kusursuz mutluluk olacak. (Vaad aslında dünyada cennet vaadi.) “Yeni çağ, yeni dünya” bu terimi bu yüzden kullanıyorlar. Örneğin tepkiler bile kıtlığa karşı savaş, savaşa karşı barış gibi olacak ve oluyor. Daha öncede bahsedildiği gibi dünya üzerindeki yaşam zorlaşıyor. Afetler dünyayı daha fazla vuracak. O devirde Şeytanlar bütün güçlerini kullanarak dini liderleri etkileyecekler. Örneğin;Dünyadaki bütün insanlara Pazar  gününün kutsallığını öne çıkaracaklar. Din liderleri aracılığıyla yasalar devletten geçecek. (Papa’nın kural koyuculuğu) Peki Şeytanların tavsiyelerine uymayanların sonu ne olacak? Papaz dedi ki; hiç problem değil! İnsanlar inansın ya da inanmasın yasalar devlet tarafından onaylanacak ve polisler insanlara bu yasaları uygulatacaklar. Bu sayede yasalar karşı çıkış olmadan çıkartılacak.


Papaz, Pazar gününün önemiyle ilgili açıklamalara devam etti. Geçen tüm yıllar boyunca insanların Güneş’e tapmaları yaratıcıyı çok kızdırmıştı. Gelişmiş çok üstün milletler bile Güneş’e tapmışlardı. Ve dedi ki; “Bu tekrar ortaya çıkacak! Güneş’e direkt taparak değil belki ama Pazar gününü kutsallaştırarak. Baş Şeytan Pazar günü ayini ile otoritesini ve gücünü onlara hissettiriyor. Bu ayinler onu onurlandırıyordu. Tapınmayı simgeleştiren şeylerin başında Pazar günü ayinlerinin gelmesinin (SUN-DAY) sebebi Şeytan’ın bugünü kendi günü olarak seçmesiydi. Yaratıcı yedi günden birini (Cuma) kendine seçmişti. Şeytan da Pazar gününü… Her kim Pazar günü kiliseye giderse o davranış Şeytan’a yarıyor.”


Konuşmaların bu şekilde sonlandırıldığı videodan alıntılar yapmayı tercih etmemin sebebi Kuran ayetlerini örneklendirebilmem için iyi bir yol olduğunu düşünmemdi.




6:100- ALLAH'a cinleri ortak koştular. Halbuki onları O yaratmıştır. Bilmeden O'na oğullar ve kızlar yakıştırdılar. O'nun şanı yücedir, onların nitelemelerinden çok üstündür.

43:36 Kim Rahman’ın mesajına aldırış etmezse, ona bir sapkını sardırırız da onun arkadaşı olur. 43:37 Nitekim onları yoldan çıkarırlar. Buna rağmen onlar doğru yolda olduklarını sanırlar. 43:38 Nihayet bize geldiğinde, “Keşke benimle senin aranda iki doğu arası kadar uzaklık olsaydı; sen ne kötü bir arkadaşmışsın sen!“ der. 43:39 Haksızlık etmiş olduğunuz için, o gün (pişmanlığınız) size bir yarar sağlamaz; siz cezayı paylaşacaksınız. 43:40 Sen mi sağıra işittireceksin, yahut körü ve apaçık bir sapıklıkta olanı yola getireceksin? 43:41 Seni alıp götürsek de biz onları cezalandıracağız. 43:42 Yahut, onlara söz verdiğimizi sana gösteririz; bizim onlara gücümüz yeter. 43:43 Sana vahyedilene sarıl; çünkü sen doğru yoldasın. 43:44 Bu, sana ve halkına bir mesajdır; ondan sorulacaksınız.


Umarım faydası olmuştur.


Başka bir yazıda görüşmek dileğiyle...

Yorumlar

  1. Adamın anlattığı olayları birebir yaşadığını nerden biliyorsunuz? Bende buna yakın zırva şeyler anlatabilirim onada inanırmısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adamın anlattığının gerçekliği onu bağlar tabi, ben sadece anlattıkları üzerinden onun konuştuğu mevzuları kendi vermek istediğim konuya araç olarak kullanmaya çalıştım. Ki bu mevzu burada anlatılanlar kadar kulaktan dolma veya hezeyanların dikkate alınması şeklinde incelenecek kadar basit bir konu değildir. Yakın zamanda blog yazısına sonradan eklediğim ve sarı renkte işaretleyerek dikkat çektiim Youtube yayınının izlenmesini şiddetle tavsiye ederim . Sonrasında Arkturus mesajları serisi ve Kurandaki yaratılış ile ilgili Youtube yayınları da izlendiğinde harika şekilde soru ve sorunlarınıza yanıt alabileceksiniz diye düşünüyorum. Teşekkürler.

      Sil

Yorum Gönder