Benim Gibi Düşünmeni İstemiyorum, Sadece Düşünmeni İstiyorum


Merhaba,


Bir yazıyla karşılaştım ve okurken aklıma uzun zamandır bildiğim ama açıklamanın yolunu bulamadığım bir konu geldi. Okuduğum yazının konusu “Beyninizin İçinde "Sil" Komutlu Bir Tuş Olduğunu Biliyor Muydunuz?” (http://onedio.com/) Siz biliyor muydunuz? Bu bir aşk filmin konusu değil, aksine beynimizin yaratılışı gereği günlük çalışma biçiminin bir parçası.


Hiç yaratan yarattığını bilmez mi? (64:17)


Makalenin özeti aslında şu; yapmak veya ulaşmak istediğiniz şey üzerine ne kadar çok ya da sıklıkla yoğunlaşırsanız beyninizin o bölgesindeki nöronlar yani sinir bağları o denli güçlenmekte ve sizi ilgilendiğiniz o konuda mükemmelliğe ulaştırmaktadır. Peki beynimiz bunu nasıl sağlar? Etrafımızda koca bir dünya ve yığınla dikkat dağıtan bilgi varken beynimiz odağımızı belirlemede nasıl bu kadar başarılı olabiliyor?


Ne istediğimiz bizim kim olduğumuzu, kimliğimizi açığa çıkaran bir durum aslında. Hayatımızda yaşamak istediklerimiz veya yaşadıklarımızla kaplamaya çalıştığımız alanı belirliyorlar ve isteklerimiz aslında bizim duruşumuzu temsil ediyor. Feda edebileceklerimizi, zamanı neye göre harcamak istediğimizi, neleri unutup, neleri görmezden gelmek istediğimizi, hepsini, ulaşmak istediğimiz ne varsa ona doğru ilerlerken araç olarak kullanıyoruz. 

Yaratılışımız gereği tüm donanımlarla ve yaratılış gayemize ulaşmak için yeterli becerilerle donatıldığımız bu dünyada beynimiz en büyük silahımızdır. Allah, ona en doğru yoldan ulaşabilmemiz için hem doğuştan nefsimizi bir yaratıcıya inanabilecek yapıda yaratmış hem de beynimizi bizi doğruya ve erdemliliğe ulaştıracak şekilde kodlamıştır. Bu doğrultuda bir yaşam için hamle yapalım yeter.


7:172,173,174- Rabbin, Ademoğullarının bellerinden soylarını çıkarırken onları kendi kendilerine tanık tutar: "Ben, Rabbiniz değil miyim?" "Evet, tanıklık ediyoruz" derler. Böylece diriliş günü, "Biz bundan habersizdik" diyemezsiniz. Yahut, "Atalarımız önceden ortak koştu ve biz de onlardan sonra gelen soylarıyız, bizi bidat ve hurafelere dalanlardan dolayı mı yok edeceksin" diyemezsiniz. Ayetleri böyle açıklıyoruz ki (bize) dönebilsinler.


Sınavımız gayet zor olduğu için bizi içimizden ve dışımızdan yönelişimize destek olacak her türlü şekilde kucaklayan Allah’a şükürler olsun. Hatırlayalım ki; çoğumuz inanmasa da ya da var olanı inkardan yana bir tavır sergilese de aşağıdaki ayet bunun aksini bize hatırlatıyor.


33:72- Biz sorumluluğu (sınanmayı) göklere, yere, dağlara sunmuştuk da onlar onu yüklenmekten çekinmişler ve kabul etmemişlerdi. Ancak onu insan yüklendi; o zalim ve cahil olmuştu.


Güncel dilde kullanıldığı gibi düşünmeye çalışırsak yazılımımızda sık sık yaratıcıyı düşünmek, anlamlandırabileceğimiz parçaları birleştirmek, erdemli davranmak için dünyayı daha güzel hale getirmeye çalışmak, iyilik için yol aramak ve bol bol okumak varsa biz sadece geçici bir geçimlik olan bu sınav dünyasında, konsantrasyonumuzu tam anlamıyla burada yaşamaya vermişken beynimiz bize var olan fonksiyonlarıyla ne kadar yardımcı olabilir?


94:7,8- Ne zaman fırsat bulursan uğraş ver. Ve sadece Rabbini arzula.


74:41,42,43,45- Suçlulara:"Sizi bu cezaya sokan nedir?" Diyecekler ki, "Desteklemezdik/namaz kılmazdık"..."Biz, boş şeylere dalanlarla birlikte dalardık."


Makaleden bir parça alıntılayıp devam edelim.


“Beynimizin çalışma prensibine birlikte bakalım:


Beyninizin bir bahçe olduğunu düşünün. Tabii, çiçek, meyve ya da sebze yetiştirmek yerine “nöron”lar arası sinaptik (sinirsel) bağlantılar yetiştiriyorsunuz. Bu bağlantılarsa dopamin, seratonin (halk arasında mutluluk hormonları olarak bilinirler ancak çeşitli görevleri vardır) ve benzeri nöro-aktarıcıların (kimyasal taşıyıcı/nöro-hormon) hedeflerine ulaşmalarını sağlar.


“Gliya hücreleri (sinir hücrelerinin koruyucuları)” beyninizin bahçıvanlarıdır. Belli nöronlar arasındaki sinyalleri hızlandırmak için görev başındadırlar. Bazı diğer gliya hücreleriyse atıklarla uğraşır, zararlı maddeleri ortadan kaldırır, ölü yaprakları temizler. Beyninizin budamadan sorumlu bahçıvanlarıysa “mikro-gliyal hücreler”dir. Sinaptik (sinirsel) bağlantılarınızı budarlar.


Sorumuzsa şu, “hangisini budayacaklarını nasıl biliyorlar?”


Araştırmacılar bu gizemin üzerindeki perdeyi aralamaya başladılar ancak bildikleri şey şu ki, az kullanılan sinirsel bağlantılar “C1q” isimli bir protein tarafından işaretleniyor. Budamadan sorumlu bahçıvanımız olan “mikro-gliyal” hücrelerse bu işareti gördükleri zaman, o proteinle birleşip, sinirsel bağlantıyı yok ediyor. İşte bu şekilde, beyinlerimiz yeni ve daha güçlü bağlantılar kurup, bizim için fiziki boşluk oluşturuyor ki daha fazla şey öğrenebilelim.


Aslında, beyninizdeki söz konusu budama/temizlik işleri gerçekleşirken, kontrolün bir kısmı da sizin elinizde. Geri dönüşüm kutusuna giden sinirsel bağlantılar, “sizin” kullanmadıklarınız. Kullandıklarınızsa güzelce sulanıyor ve bakımdan geçiyor. Neyi düşündüğünüze bu yüzden dikkat etmelisiniz.


Sizin için önemli olan şeyleri düşünün. Bahçıvanlarınız bu bağlantıları
güçlendirecek ve sizin için önemsiz olanları temizleyecekler.


Bahçenizi ihmal etmeyin.”


Kendi anlatmak istediğim konuya artık daha anlaşılır olabileceğini düşünerek geri dönmek istiyorum. Yukarıdaki bilgileri de düşünerek diyebiliriz ki; Allah’ı zihnimizden ne kadar az geçirip ona ne kadar az kafa yorarsak bu bağlantıyı beynimizde kurmaya yarayan bağlantı hücreleri gitgide zayıflar ve varoluşumuz için gerçek öneme sahip olan şeyden zamanla uzaklaşırız. Diğer taraftan aksine ne kadar çok yaratıcıyla ve gönderdikleriyle düşünsel bağlantıya geçersek hayatı daha çok anlamlandırmaya ve mutlu olmaya başlarız.

Allah’ı namaz (salat-iletişim) ile anmak neden en önemlidir diye düşünelim mi? Gün içinde sık sık bağlantıya geçmezsek ne olur mesela?


Ya da Allah’ı ve öğütlerini umursamayan bir toplum için söylenen şu sözleri hatırlayalım: ...
Onlar ALLAH'ı unuttular, O da onları unuttu. …(9:67)


3:185- … Dünya hayatı ancak aldatıcı bir zevkten ibarettir.


21:1- İnsanların hesapları yaklaştı; ancak onlar hâlâ bir aymazlık içinde yüz çevirmektedirler.


103:1,2- Andolsun akıp giden zamana ki; insanlar zarardadır.


22:74- Onlar ALLAH'a gereken değeri vermediler. ALLAH elbette Güçlüdür, Üstündür.

Madem beyin amacımız her ne olursa olsun hayatımızda bu denli önemli bir rol oynuyor. Beynimizi kullanmayı biliyor muyuz? Faydası olabilecek bir çalışmayı aşağıda paylaşarak bugünkü yazıma son veriyorum. (http://www.skylife.com/)


01 Anılarınızı Depolayın
Beyniniz her zaman bir depo gibi çalışır. Telefon numarası gibi kısa bilgileri veya geçen yıl doğum gününde neler yaptığınız gibi uzun ve yoğun bilgi içeren anılarınızı depolar. Bilgileri kaydedin, hatırlayın ve gözden geçirin. Bu sayede güçlü bir hafızaya sahip olacağınız gibi, unuttuğunuz birçok bilgiyi de yeniden canlandıracaksınız. Hatıralarla dolu hayatınızdaki  her şey beyninizde depolanırken, size de bu depoyu kullanma şansı doğacak. Değerlendirin!


02 Duygularınızın Merkezini Keşfedin
Beyin sadece bilgi depolayan mekanik bir yapı değildir. Kalple bağdaştırılan hislerin merkezi de beyindir. Duygular, motivasyonlar, umutlar, korkular, heyecanlar... Hayat tecrübelerinize bağlı olarak korkacağınız nesne veya olayları yine beyninizin size yolladığı sinyallerle belirlersiniz. Bu sinyalleri kontrol etme gücü size aittir. Keşfedin!


03 Bilgi Birikiminizi Geliştirin
Gereksiz bir bilgi, beyinden kolayca atılabilir; önemli gördüğünüz deneyimler hayatınız boyunca size yardımcı olur. Zaman içinde edindiğiniz bilgilerin önemini fark edin ve bunları değerlendirin. Beyninizin sunduğu bu imkânı değerlendirdikçe zekânız da gelişmiş olur. Geliştirin!


04 Stratejik Düşünün
Hedefinizi bir piramit olarak düşünün ve bu piramidin en tepesine sizin için en önemli şeyleri koyun. İleride nasıl biri olup nasıl anılmak istediğinize karar verin. Amaç belirlemek, kendinizi kodlamak, stratejik düşünmek, yol haritanızı çizmeye benzer. Öncelik sıralamanıza göre zaman yönetimi geliştirin. Öncelik sıralamanız tamamen sizin elinde. Düşünün!


05 Sevdiğiniz Sporu Yapın
Düzenli spor veya haftada bir terleyecek kadar yapılan spor, ruhu toparlar. Aynı zamanda olumlu düşünmenize de yardımcı olur; beyninizi geliştirir ve genç tutar. En sevdiğiniz sporu belirleyin. Spor yapın!


06 Beyninizi Zorlayın
Zihinsel egzersizler, beyinde sinirsel bağlantı havuzunu zenginleştirir. Beyinde bağlantı sayısını en çok artıran faktörler; yorum yapmak, tekrar yapmak, yeni şeyler öğrenmek, yeni deneyimlere açık olmak, alışkanlıkları terk ederek rutini değiştirmektir. Zorlayın!


07 Basit Olun
Mutluluk parfüm gibidir; kendinize sürmeden başkasına bulaştıramazsınız. Yürüyebilmek, konuşabilmek, ağlayıp gülebilmek bile başlı başına birer mutluluk kaynağıdır. Küçük şeylerle mutlu olmak yine sizin elinizde. “Az ye, az uyu, az konuş.” felsefesini ilke edinin. Her şeyde ölçülü olmak beyin dostudur.  Basit olun!


08 Sosyal Temas Kurun
Zengin ve uyarıcı ortamlarda büyüyen çocukların test performansları, yalın ve durgun ortamlarda yetişen çocuklara göre daha iyidir. Hayvanlarla, insanlarla, çiçeklerle bağlantı kurun, konuşun ve onlarla anlaşın. Sosyal temas kurun!


09 Gülümseyin
Hayatınızın hiçbir anında gülmekten kaçınmayın. Siz güldüğünüzde, organizmanız güzel bir mesajla iyileşir. Çünkü gülme esnasında diyaframınız kasılır; karaciğer, dalak, mide, bağırsak gibi birçok organınız uyarılır. Aynı zamanda yüz, boyun, kol, karın kaslarınız gevşer. Gülmek, beynin haberci dopamin kullanan parçalarını harekete geçirir. Dolayısıyla gülmek beyin için zevklidir ve hatta bağımlılık yapar. Yüzlerinde gülümseme çizgileri olanların 8,5 yıl daha uzun ömürlü olabileceklerini unutmayın. Gülümseyin!


10 Yazı Yazın
Düşünce süreçlerini netleştirmek, önemli bilgileri hafızanıza kazımak ve gelecekte daha iyi hatırlamak için yazı yazmak en iyi yöntemlerden biridir. Parlak fikirlerinizi daha verimli bir hale getiren yazmak, beyin için de çok özel bir egzersizdir. Böylece daha analitik bir düşünme biçimine sahip olursunuz. Yazı yazın!


11 Net Olun
Dağınık bir oda veya karışık bir çalışma alanı, düşünmeyi verimsizleştirir. Zihinsel işler yapacağınız yeri buna uygun biçimde tasarlayın ve şekillendirin. Bulunduğunuz ortam kadar kendinizde de sadelik ve netlik önemli. Zor bir zihinsel işe başlamadan önce kendinizi gevşetin. Bedeninizi, ruhunuzu rahatlatın ve ne yapacağınızı netleştirin. Net olun!


Başka bir yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın.

Yorumlar