Erkek ve Kız Çocuklarının Sünnet Edilmesinin İslam Dininde Yeri Var mıdır?


Selam,


Çok yorgun hissettiğim bir gece inatla bu konuyu yazmaya baş koydum ve ne zamandır biriktirdiğim hazine değerindeki bu bilgileri sizin zihin kütüphanenize de aktarmaya çalışacağım. Bu konuyla ilgili karşınıza çıkacak birçok bilgi size Amerika’yı ilk kez keşfetmiş olmak gibi zevk verebilir ya da heyecan yaşatabilir ancak, yıllardır bu konu hakkında konuşan cesur adamların biriktirdiği nice bilgiler aslında sadece yeniden bizler tarafından keşfedilmeyi beklemektedir.


Yapmamız gereken tek şey sorgulamak.


Neden bunu yapmamalıyım? Neden bu şekilde yapıyorum? Ne yaptığımın farkında mıyım?


Gerçeğe ulaşmak için didinip durduğumuzda gerçeğin en başından beri burnumuzun dibinde olduğunu göreceğiz. Bunu yapabilmek için önce sorgulamaktan ve bu sorgulamanın sonucunda geldiğimiz noktada edindiğimiz birçok şeyi kaybetmekten de korkmamalıyız. Hayatını bir yalan ile geçirmiş olmayı istemektense bir gerçek uğruna ölmeyi dahi göze almanın asıl kazancı olabileceği fikrine sıkı sıkıya sarılabilen cesur insanlar görmek istiyorum etrafımda.


Savaş zamanında yetkin bir asker ne kadar gerekliyse yaşarken de toplumsal bilincin yükselmesi adına bu tip insanlara ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.


Konu Arapçasıyla Hitan ya da dilimize geçtiği şekliyle sünnet olduğunda aklımın almadığı bir durum çıkıyor ortaya. Bir anne baba çocuğunun tırnağı bile kırılsın istemezken nasıl doğruluğunu bir kere bile sorgulamadan, sadece geleneksel bir durum olduğu için ya da toplum baskısıyla çocuğunun en hassas noktalarından biri olan cinsel uzvunu kestirebilir???
(Dikkat edin kulağını falan deldirmekten bahsetmiyoruz!)


İnsanın atalarından gelen bilgiye olan güveninin, akıl düşmanlığının ve bir gruba ait olma isteğinin aslında en güçlü duygulardan biri olan anne babalıktan bile kuvvetli olduğunu görmek beni dehşete düşürüyor doğrusu. Buraya yanlışlıkla uğramış ya da araştırırken bilinçli şekilde  gelmiş olan kişilerin bu yazı bittiğinde kendilerine karşı dürüst davranmalarını istiyorum. Bundan sonra çocuklarınızın kesilmesine onay vermeye devam edebilirsiniz tabi ki, ancak bir kere olsun üzerinde düşündükten sonra vereceğiniz bu kararın sorumluluğunu atalarınız değil, hiç değilse sonuçlarını bilerek kendiniz almış olacaksınız. Yine de şunu söylemeden geçemeyeceğim: Çocuklarınızın ileride hangi dine mensup olacağını bilemeyeceğiniz halde, onların kişisel haklarına tecavüz ettiğinizi ve geleceklerine müdahale ettiğinizi anımsadıktan sonra verdiğiniz sünnet kararının ağırlığını taşıyacak kadar cesur olmanızı dilerim.


Zamanı olan ve kanıt arayan herkes için aşağıda  devamında uzun uzadıya tüm kaynakları vermekten çekinmeyeceğim bu yazıya tek bir cümleyle tam bu kısımda özet geçeceğim. Sonrasında bu fikir üzerinden düşünceyi delillendirmeye çalışacağım.


“Sünnet uygulamasının hiçbir şeklinin (erkek veya kadın) İslamiyet inancında yeri yoktur.”


Artık başlayabiliriz...

Sünnetin etnik bakımdan yaygın olması ve bu iş için başlangıçtan bu yana metal bıçak gibi kesici aletler değilde taş bıçakların kullanılması nedeniyle sünnetin tarihi çok eski çağlara dayanmaktadır. Ünlü tarihçi Herodotos tarafından “Dünyanın bilinen en eski ameliyatı” olarak tanımlanır. Milattan önce 3000 yıldan beri uygulanan sünnetin tarihi belgelere göre ilk kez Mısır ve Habeşistan’da görüldüğü söylenmektedir. Ancak Herodotos’un birçok ulusun sünnet geleneğini Mısır’dan aldığına dair ifadesi düşünülürse sünnetin kaynağı Mısır’dır diyebiliriz.


Eski Mısırlılar, soylarını sürdürmek için kendilerine bahşedilmiş olan cinsel organlarını (erkek-dişi fark etmez) kutsal sayıyorlar, dinsel törenlerinde cinsel organ resimlerini şatafatla taşıyorlar ve bu kutsal organların bir parçasını da tanrılarına kurban olarak sunuyorlardı. Buna benzer uygulamaların daha sonraları yaygınlaşarak devam ettiği görülmektedir. Nitekim doğub tanrıçası Kybele’nin rahipleri kendilerini hadım ederek, Avrupalıların Afrika kıtasının içlerinde karşılaştıkları ilk topluluk olan KoiKoiler ya da sonradan Afrikanerler tarafından türetilen isimleriyle Hotantolar da benzer şekilde testislerinden birini çıkartıp tanrılarına kurban ederek, cinsel organları sakatlama uygulamasını sürdürmüşlerdir.


Sünnet uygulamasının Yahudilere İbrahim peygamber tarafından emredildiği hakkındaki bilginin kaynağı tahrif edildiğini Kuran’dan öğrendiğimiz Tevrat’tır. Aşağıda paylaşılan ayetler kitabın tahrif edildiğine dair bilgileri aktarmaktadır:


2:67 deki “Hani, Musa halkına: "ALLAH bir inek boğazlamanızı emrediyor" demişti…” diye başlayan kıssanın devamında gelen ve ayetin bağlamındaki kavme (topluluğu) işaret ederek Allah 2:75 numaralı ayet ve sonrasında şöyle demektedir: “Onların sizi onaylayacaklarını mı umuyorsunuz? Halbuki onların bir kısmı, ALLAH'ın sözünü işitip kavradıktan sonra, bile bile çarpıtıp tahrif ederlerdi.” Gerçeği onaylayanlarla karşılaşınca, "Gerçeği onayladık" derler; baş başa kaldıklarında ise "Rabbiniz katında size karşı delil olarak kullanmaları için, ALLAH'ın size açıkladığını mı onlara anlatıyorsunuz, akletmez misiniz" derler. Bilmezler mi ki ALLAH gizledikleri ve açıkladıkları her şeyi biliyor? Aralarında ümmiler var ki kuruntu ve söylentilerin dışında kitabı bilmezler; bildiklerini zannederler.  (ümmi:kitaptan habersiz, okuması yazması olmadığı için değil sadece kitabı henüz okumamış, bilgisine haiz değil demektir.) Kitab'ı elleriyle yazdıktan sonra onu ucuz bir fiyata satmak için onun ALLAH'tan olduğunu söyleyenlerin vay haline. Ellerinin yazdığından dolayı vay haline onların. Kazandıklarından dolayı vay haline onların!”


5:12 numaralı ayette İsrailoğullarından bahsettikten sonra 5:13 numaralı ayette şöyle devam eder “Sözlerini bozdukları için onları lanetledik, kalplerini katılaştırdık. Sözlerin anlamını bağlamından kaydırırlar. Uyarıldıkları şeylerin bir kısmını unuttular. Onların çoğundan sürekli ihanet göreceksin. Onları affet ve aldırma. ALLAH güzel davrananları sever.”


6:91- "ALLAH hiçbir insana bir şey indirmez" demekle ALLAH'ı gereği gibi değerlendirmediler. De ki: "Halka bir hidayet ve ışık olarak Musa'nın getirdiği kitabı kim indirdi –ki göstermek için onu kağıtlara yazdığınız halde çoğunu gizliyordunuz. Sizin ve atalarınızın bilmediği şeyleri onun yoluyla öğrendiniz–?" "ALLAH" de ve onları daldıkları sapıklıkta bırak, oynayadursunlar.”






Mısırlılardaki ya da başka kavimlerdeki sünnet uygulaması, ilâhlara kurban amacı taşıyor olmasına karşılık Yahudilerdeki sünnet, verilmiş bir sözün unutulmasını önlemek amacını taşımaktadır. Edindiğimiz bilgilerden öğrendiğimize göre Yahudiler, Tanrı’ya verdikleri sözü unutmamak için sünnet olmaktadırlar.


Hristiyanlıkta da sünnet ile ilgili bir takım bilgiler mevcuttur. Hızlıca değinmek gerekirse İsa peygamberin Yahudi ırkına mensup olduğu da hatırlanacak olursa Luka İncili’nde, İsa peygamberin çocukluğu ve onun sünnet oluşu hakkında burada verilen bilgiler yadırganamaz. Bu bilgi dışında dört İncilde sünnet uygulamasından bahseden tek bölüm, Romalılara Mektuplar bölümüdür.


Kuran içerisinde yer alan sünnete dair bir ayet olmamakla birlikte peygamberin ölümünden yıllar sonra ortaya çıkmaya başlayan hadis kaynaklı ve “esaslı” İslami anlayışa göre bir takım rivayetlere göre hareket edilebilir. Ancak Kuran tam ve eksiksiz olduğunu söylerken hiçbir tartışmaya sebebiyet vermeyecek şekilde kendisini bize açmaktadır.

“Dört hak mezhep” diye aksettirilen mezheplere göre:


Hanefi: Erkek sünneti sünnet, kadın sünneti sünnet.
Şafii: Erkek sünneti vacip, kadın sünneti vacip.
Hanbeli: Erkek sünneti vacip, kadın sünneti sünnet.
Maliki: Erkek sünneti sünnet, kadın sünneti sünnet.

Sonradan dine sokulan bir adeti, Sünnetullah (Allah’ın yasası) ifadesindeki sünnet kelimesinin anlamını çarpıtarak böylesine gereksiz ve hatta zararlı bir ameliyat için kullanan ve bunu yaparken de ihtilaf içine düşen mezheplerin hak ile hiçbir alakası yoktur.


Ülkemizdeki bu konuyla ilgili tartışmalar aslında hiç de yeni değildir. Okuduğum bir blog yazısında gördüğüm üzere 1934 yılında yapılan tıbbi bir konsey ile sünnetin hiç bir yararı olmadığı halka anlatılmak ve kanunen yasaklanmak istenmiş.
sunnet_yasasi_1934.jpg


“Güya sünnetin temizlik bakımından faydası varmış; sünnetsizlik yüzünden hastalıklar oluyormuş. Pekâla, bunu kabul edelim. Lakin binde bir kişide tesadüf olunan bu hastalıklar için bütün Müslüman çocukların mühim bir uzuvlarını hayatları bahasına ve din uğruna kestirmekte mana nedir? Bence ileride vukua gelmesi muhtemel hastalıklar için [çocuğu] sünnet ettirmek, ileride apandisiti patlar diye bütün çocuklarımızın apandisitlerini çıkartmayı tavsiye etmekten farklı değildir.”


Prof. Dr. Cemil Topuzlu (1934)
Söz konusu sünnet olduğunda, öyle sanıyorum ki amaçlanan, cinsel ilişkiyi azaltmak, cinsel organı zayıflatmak, ve bu şekilde erkeğin mutedil olmasını sağlamaktır. Bazı insanlar sanırlar ki, sünnet, erkeğin yapısındaki bir bozukluğu gidermek içindir – ama buna herkes kolaylıkla cevap verebilir : Nasıl olur da tabiatta yaratıklar dışarıdan düzeltmeyi gerektirecek kadar eksik olabilirler, hele bu özellikle üstderi (sünnet derisi) gibi işlevi açık seçik belli olan bir yapı ise?


Ibn Meymun, filozof, (1190)
İslami Hukuğun ilk kaynağı olan Kuran, ne erkek sünnetinden ne de kadın sünnetinden bahseder. Ama bazı Müslüman yazarlar 2:124 nolu ayette sünnet için bir kanıt bulduklarını düşünmektedirler. “....Allah İbrahim'i emirleri ile sınadığı zaman, o onları yerine getirdi. Ve dedi ki: Seni insanlığın lideri olarak atadım”.


Peygamber'in bazı hadislerine dayanarak, klasik ve yeni dönem bazı müslüman yazarlar “emirler” terimini İncil'le uyum içinde İbrahim'in sünneti diye yorumlarlar. İbrahim Müslümanlar için bir örnektir, ve her Müslüman onun gibi olmaya çalışmalıdır. “Daha sonra sana şunu gösterdik: İbrahim'in dinini takip et, o ki gerçek bir inanan” (16:123).


Kuran'da sünnet konusunda herhangi bir metin olmadığından, klasik ve yeni dönem yazarlar hadislere yönelirler. İşte günümüz Arap yazarlarından örnekler:
“Hz. Muhammed sünnetçi bir kadına mesleğine devam edip etmediğini sordu. Kadın olumlu cevapladı ve ekledi : 'siz bırakmamı emretmedikçe, ve yasaklanmadıkça.' Muhammed karşılık verdi: Evet, müsaade edilmiştir. Bana yaklaş da sana göstereyim. Keserken fazla ileri gitme, çünkü yüze daha fazla ışıltı verir ve koca için böylesi daha iyidir” Diğerlerine hadis yazarlar aynı olayı şöyle aktarır: "Kes ama fazla ileri gitme, çünkü böylesi kadın için daha zevkli, erkek için de daha iyi." Şiilere göre bu hikayenin aktarıcısı El Sadık'tır.


"Muhammed dedi ki, sünnet erkekler için "sünnet"tir, kadınlar içinse mekruhtur." Mekruh hoş görülmeyen, beğenilmeyen şey anlamına gelir.
"Birisi sordu: " Sünnetsiz biri Hacı olabilir mi?" O cevapladı: " Hayır, sünnet olmadıkça gidemez."


"Muhammed der ki: “Fitre”ye beş şey dahildir. Cinsel bölgenin traş edilmesi, sünnet, bıyıkların kesilmesi, koltukaltının traş edilmesi, ve tırnakların boyu. Bunlar zorunlu değil fakat tavsiye edilen şeylerdir."


"Muhammed der ki: " Eğer iki sünnetli organ buluşur veya birbirine dokunur ise, o zaman namaz için abdest almak gerekir." Bu Muhammedin zamanında erkek ve kadınların sünnetli olduğu anlamına gelir."


Klasik Müslüman yazarlar kadın sünnetinin başlangıcı olarak Hagar'la Sarah arasında geçen bir hikayeyi anlatırlar. Hagar'ı kıskanan Sarah onunla tartışır ve ona zarar vermeye yemin eder. İbrahim bunu duyunca Sarah'a karşı çıkar. Sarah vazgeçmeyeceği cevabını verir. İbrahim bunun üzerine Sarah'a Hagar'ı sünnet etmesini söyler ve böylece sünnet kadınlar arasında bir kural haline gelir.


Klasik yazarlar Peygamber'in sünneti konusunda fikir birliği içinde değildirler. Bazıları onun sünnetli doğduğunu, bazıları ise bir melek veya dedesi tarafından sünnet edildiğini söyler. Muhammedin hayatı hakkındaki önemli bir gerçek hakkındaki bu çelişkili tartışmalar bizi Muhammedin sünnetli olmadığı sonucuna götürür. Bu gerçek, Peygamber'in iki önemli hayat hikayesi yazarı Ibn-Ishaq (d. 767) ve Ibn-Hisham (d. 828)'ın sünnetten sözetmemeleri ile teyit edilir.


Libyalı yargıç Mustafa Kemal Al-Mahdawi (şu anda dinden dönmekle suçlanıyor) erkek sünnetini bir Yahudi geleneği olarak görür. Yahudiler Tanrı'nın kendilerini yalnızca sünnet olurlarsa, ya da kapılarını kurban edilen hayvanın kanıyla işaretlerlerse göreceğine inanırlar (Exodus 12:7-13) . Al-Mahdawi, Kuran'ın böyle bir mantığının olmadığını belirtir. Tanrı bu tür hareketlerden hoşlanmaz, ayrıca üstderiyi (sünnet derisi) sadece kesilmesi için gereksiz bir nesne olarak yaratmış olamaz. Ayrıca şu ayeti hatırlatır : “Ey Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın, seni bütün eksiklerden tenzih ederiz; o halde bizi o ateş azabından koru”(3:191)


Edip Yüksel ise şöyle der: "Bağışlayıcı bir Tanrı'nın nasıl olup da çocuklar için böyle acı verici bir haksızlığı öngörebileceğini insan kendine sormalıdır....Kuran'a gerçekten inanan herkes için cevap açıktır. Tanrı, sonsuz merhametiyle, böyle zalim bir töreni kabul edemez. Bu davranış Kuran'da hiç yer almaz. Sadece yeni çıkarılan icatlarda (hadisler) ve insanlara ait işlerde bu kadar zalimliğe rastlanabilir...Çocuklarımıza yaptığımız yüzyıllar öncesine uzanan bu suça bir son verelim.” e-mail ile temas kurduğum Edip Yüksel, konu hakkında yazdığım makalenin gözlerini açtığını belirtmiştir.


Şunu düşünmek gerekir ki, Kuran “sünnet” terimini hiç kullanmayan ve sadece bir yerde değil, tam on yerde “insanın mükemmelliği”nden bahseden tek dini kitaptır. Bu ayetlerden biri şöyledir: “Şeytan dedi ki: Ve mutlaka onları saptıracağım ve her durumda onları kuruntulara düşürüp, olmayacak kuruntularla aldatacağım. Mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar ve yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler." Ve her kim Allah'ı bırakıp şeytanı dost edinirse, şüphesiz açıktan açığa bir zarara düşmüştür” (4:118-119) Bu ayet, Allah'ın yarattığını değiştirmenin şeytana kulluk olduğunu belirtir. Dolayısıyla Kuran'ın sünnet konusundaki sessiziliği, buna karşı olduğu şeklinde yorumlanmalıdır.


Kız Çocuklarının Sünnet Edilmesi


Kadın sünnetini mahkum eden pek çok müslüman yazar olmasına karşın, bunların çoğunluğu onun mekruh olduğunu iddia eder. Tartışma, fetva komitesinin bu konuda üç fetva verdiği Mısır'da özellikle yoğundur :


- 28 Mayıs 1949 fetvası, kadın sünnetinin terkedilmesinin bir günah olmadığını belirtti


- 23 Haziran 1951 fetvası, kadın sünnetinin istenir bir şey olduğunu, çünkü doğayı sınırladığını söyledi


- 29 Haziran 1981 fetvası daha sonra Ezher'in Şeyhi olan Jad-Al-Hak tarafından verildi: "bir başkasının öğretisi doğrultusunda, bu kişi doktor bile olsa, Muhammedin öğretisini terk etmek doğru değildir, çünkü tıp sürekli değişir. Kız çocuğunun sünnet sorumluluğu ana-babaya düşer, ve eğer belli bir idari bölgenin halkı erkek veya kadın sünnetinden vazgeçerse, devlet yöneticileri bu halka savaş ilan edebilir”


Jad-Al-Hak pozisyonunu 1994 Ekiminde verdiği ikinci bir fetva ile korumuştur. Bu fetvada savaş ile ilgili kısmı üç defa tekrar etmiştir.


Kız çocuklarını sünnet eden Müslümanlar bunu İslami olduğunu düşünerek yaparlar. Sünnet olmamanın, toplumsal düzeyde ciddi sonuçları olabilir. Bazı ülkelerde sünnet olmayan kız evlenemez, ve onun hakkında kötü konuşulur. (şeytan tarafından ele geçirilmiş) Mısır kırsalında, sünneti yapan kişi bir “evlilik sertifikası” çıkartır. El-Masry, 1000'den fazla kızı sünnet eden bir kadının görüşlerini yansıtır. Bu hanıma göre kızlarının sünnetini reddeden baba linç edilmelidir, çünkü kızının "fahişe olmasını" kabul etmiştir.


Kadın sünnetinin olduğu Müslüman ülkelerdeki pek çok kurum buna engel olmaya çalışmaktadır. Bunlar, insanlara, Kuran'ın Tanrı'nın yaratışındaki mükemmelliği teyit ettiğini hatırlatırlar. Kendisi de sünnetli olan Dr. Nawal El-Saadawi, şöyle yazar:


“Eğer din Tanrı'dan geliyorsa, nasıl olur da kendisi tarafından yaratılan bir organın, o organ ölmedikçe, ya da hastalanmadıkça kesilmesini isteyebilir? Tanrı vücudun organlarını rastgele, bir plan olmadıkça yaratmaz. Klitorisi kadının vücudunda, gelişiminin erken bir çağında kesilsin diye yaratmış olamaz."


Kadın sünnetine karşı olanlar Muhammed'e atfedilen metinlerin pek az güvenilirliği olduğunu eklerler. Imam Shaltout'un ve Şeyh Muhammed Al-Tantawi'nin görüşü, Kuran'da ve Muhammed'in hadislerinde sağlam temeller olmadıkça, doktorların fikirlerinin kanun olduğudur.
Farklılığın Tıbben Meşrulaştırılması
Kadın sünnetini mahkum edip erkek sünnetini meşrulaştıranların görüşlerinin tersine, tıbbi argüman bunların her ikisini de ya meşrulaştırmış, ya da mahkum etmiştir.


Kadın sünneti ile ilgili olarak aşağıdaki linkler de incelenebilir:








http://www.karamanhaber.com/isid-irakta-kadin-sunneti-fetvasi-verdi-1935.html


Kenya'da Pokotların, kabilelerindeki kadınlara uyguladıkları bu ortaçağ vahşeti Reuters foto muhabiri Siegfried Modola'nın objektiflerine böyle yansıdı. Korku içinde üzerlerindeki hayvan derilerine sarılan kızlar dehşet içinde sıranın kendilerine gelmesini bekliyor. İşte insanın kanını donduran o anlar…




Erkek ve kız çocuklarla ilgili sünnet uygulamasının sonuçlarını değerlendirirken fiziksel bütünlük ilkesini göz önünde bulundurmalıyız:


Bizi şunlara inandırmak istemediğiniz sürece kadın sünnetine karşı ama aynı zamanda erkek sünnetine taraftar olamazsınız.
Kültürünüz diğerlerinden üstündür.
Dininiz diğerlerinden daha iyidir.
Kutsal Kitaplarınız diğerlerinden daha iyidir.
Kızların korunmaya hakları vardır, erkek çocukların yoktur.


Ya tamamen reddetmemiz ya da kabul etmemiz gereken bir ilke vardır: fiziksel bütünlüğe sahip olma ilkesi. Eğer bu hakkı kabul ediyor isek, dinleri, dilleri, ırkları ve konumları ne olursa olsun herkes üzerinde uygulamamız gerekir. Bu hakkı kabul ettiğim içindir ki, erkek sünnetinin de tıpkı kadın sünneti gibi rıza göstermeyen insanlar üzerinde herhangi ciddi bir tıbbi neden olmadığı durumlarda uygulandığı zaman cezalandırılması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle, kadın sünnetini mahkum eden ama erkek sünnetini haklı bulan, batılı olsun olmasın bütün kanunları ahlak dışı buluyorum.


Çok nadir durumlarda erkek ve kadın sünnetinin de, tıbbi gerekçelerle tıpkı serçe parmağının ya da elin kesilmesi gibi kesilebileceği söylenebilir. Ama bana öyle geliyor ki, uygulamayı genelleştirmeye çalışan bu tür sözde tıbbi faydalar aslında bu barbarca davranışı yapıldıktan sonra meşrulaştırmaya çalışan argümanlardan başka şeyler değiller. Bir doktor olmadığım halde, tabiatın bu kadar büyük bir cerrahi müdahale gerektirecek kadar ağır bir hata yaptığına inanmanın çok safça olacağını düşünüyorum.


Tevrat'a göre İbrahimin sünnet olduğunda bir yetişkin olduğunu hatırlamalıdırlar. Eğer çocuklarımıza saygı gösteriyorsak, en azından 18 yaşına kadar "bütün" olarak kalmalarına izin vermeliyiz. Penislerini kesip kesmemeye kendileri karar verebileceklerdir. Eğer hoşlarına gidecekse kulaklarını bile kesebilirler.




Sünnetle Ne Kaybedilir?


  1. Bir bebeğin doğal ve sağlıklı penisi sünnet edildiğinde sonsuza dek ne kaybedilir?
  2. Dartos Fasciaadındaki ısıya duyarlı yumuşak kas tabakasının yaklaşık olarak yarısı.
  3. Bağışıklık sisteminin bir parçası olanözelleşmiş Epitelyal Langerhans hücreleri;
  4. İçinde dorsal sinirin uzantıları da olan yaklaşık olarak75 metreuzunluğunda mikroskobik sinir.
  5. Yavaş hareketleri, sıcaklıklardaki düşük oynamaları, ve yüzeydeki ince farklılıkları hissedebilen, çeşitli tipte10,000 ile 20,000 arasında özelleşmiş erotojenik sinir uçları. Bu kayıp üst derideki (sünnet derisi) en önemli duyusal alıcılar olan Maysner yuvarlarının da (meissner’s corpuscles) binlercesini içerir.
  6. Amacı ve değeri henüz tam olarak anlaşılmamış olanestrojen alıcıları.
  7. Hareketli penis derisinin %50’sinden fazlası; penis başının penisi kurumadan, aşırı sürtünme ve tahrişten, ve keratinleşmeden koruyan çok amaçlı kaplaması. Penis başının keratinleşmesinin zarar verici cinsel sonuçları henüz araştırılmamıştır.
  8. Yumuşak sırtların frenar bantları(the frenar band of soft ridges); insan vücudunda en fazla zevk yaratan bölge. Yoğun olarak sinirlerle bezenmiş olan bu bölgenin kaybedilmesi, geri kalan penisin hassasiyetini normal bir deri tabakasının hassasiyeti ile aynı hale indirir.
  9. Anne sütü ve plazma hücrelerinde de bulunan, bağışıklık antikorlarını, antibakteriyel ve antiviralleri salgılayan,yumuşak mukozanın bağışıklık savunma sistemi.
  10. Lenfatik kanallar;bunların kaybı vücudun bağışıklık sistemi içerisinde lenf akışını olumsuz yönde etkileyebilir.
  11. Frenulum;glansın aşağı kısmında, “V” şekilli, ağ-görünümlü, genelde üst-deri ile birlikte kesilen veya zarar görerek işlev göremez hale gelen çok duyarlı bir yapı.
  12. Feremonları salgılayan iç üstderinin “apokrin bezleri“. Feromonların kaybının yol açtığı sonuçlar henüz araştırılmamış olmakla birlikte, olası cinsel eşlere sessiz, görünmeyen, ama güçlü sinyaller yolladığı sanılmaktadır
  13. Penisi nemlendirip kayganlaştıranectopic sebaceous
  14. Gerekli “kayma” mekanizması. Eğer açılır ve düz olarak yayılırsa, ortalama yetişkinin üstderisi 104 santimetrekare yer kaplar.(yaklaşık olarak bir posta kartı kadar) Kendi kendini kayganlaştıran ve hareketli olan bu deri, penise kendi içinde kayma özelliğini kazandırır; bu da vajinayı kurutmadan, yapay kayganlaştırıcılara ihtiyaç duymadan cinsel ilişkiyi sağlar.
  15. Glansınpembe-kırmızı-koyu mor arasındaki rengi. Glans normalde tıpkı dil gibi bir iç organdır.
  16. Penis çevresinin önemli bir kısmı.Gevşek üstderinin penise kazandırdığı önemli bir hacim vardır. Bu da sünnetli penisi, sünnet edilmemiş penise göre oldukça ince yapar
  17. Sünnet sırasında üstderiyi penise bağlayan doku yırtılarak koparıp atıldığı için, sertleşmişpenis uzunluğunun 2.5 cm kadarı da kaybolur. Bu paylaşılan zar, üst deri ve glansı penis gelişirken sıkıca birbirine bağlar. Onu koparmak glansa zarar verir; ham, enfeksiyona, sürtünmelere ve tahrişe açık hale getirir. Bu durum penisin büzülüp ufalmasına neden olur.
  18. Frenular atardamar ve dorsal atardamarı da içeren metrelerce uzunluğunda damar. Bu yoğun kan dolaşımının kesilmesi, penisin gövdesine ve glansına yeterli kan akışını sınırlar, bu da açık bir şekilde penisin doğal işlevine ve gelişimine zarar verir.
  19. Her yıl pek çok erkek kötü operasyonlarda ve enfeksiyonlardapenislerini Bazı durumlarda bu da yapay olarak hormon vs, ile cinsiyetin değiştirilmesine yol açar ve erkekler kadın olarak yaşamaya zorlanırlar.
  20. Her yıl pek çok erkek tıbben gereksiz sünnet operasyonlarındahayatlarını Bu ölümler milyar dolarlık sünnet endüstrisi tarafından saklanır.
  21. Henüz bilimsel olarak kanıtlanmamasına rağmen, penis ile vajinanın mukozal dokusu arasında gerçekleşen elektrik transferi orgazmın oluşumuna yardım eder. Sünnet ile erkekteki mukozal tabakanın kaybedilmesi, bunu engeller.


Gary L. Harryman 14 Şubat 1999
Kaynak: http://www.cirp.org/pages/parents/lostlist.html

“Fathermag” Dergisinden bir Makale


Bebek bekleyen ana-babalar için sünnet edip etmemek, cevaplanması gereken bir sorudur. Fathermag dergisi bu konuda e-mailler aldı. Sünnet konusu habergruplarında ve internette tartışılmaya devam ediyor.
Son yıllardaki hızlı düşüşe rağmen, öyle gözüküyor ki, ABD batılı ülkeler içinde rutin bebek sünnetini gerçekleştiren tek ülke olduğunu yeni farketti. “Penis Eksiltmesi Operasyonu” ndan kar elde eden doktorlar da, şu anda yenidoğan sünneti için nedenin tıbbi değil kültürel olduğunu söyleyen meslektaşları tarafından ateş altında.
Sünnetle ilgili problemlerin artık ortaya çıktığı günümüzde, şu anda batı dünyasında rutin bebek sünnetini savunan herhangi bir otorite kalmamıştır.
ABD’de, Amerikan Pediatri Akademisi, Amerikan Obstetri ve Jinekoloji Koleji, ve Pediatrik Ürolojistler Derneği, hepsi de sünnetin gereksiz olduğunu söylemektedirler.
Kanada Pediatri Derneği ‘ne göre “…bebeklik döneminde sünnet için herhangi bir tıbbi gerekçe yoktur.”


Sünnet Sonrası Hassasiyet Testi
Cinsel Duyarlılığınızın Ne Kadarı Eksildi?


Sünnetli bir erkek, sünnetle duyarlılığının ne kadarını kaybettiğini, geri kalan duyarlı dokusunu şu şekilde test ederek anlayabilir :
Uyarılmış bir durumda, penisin sonundan başlayarak deriyi aşağı doğru okşayın,
Eliniz yara izine geldiğinde , duyarlılığınızdaki ani değişime dikkat edin. Yara iziyle penis başı arasındaki duyarlı bölge, kesilmeden önce sahip olduğunuzun bir örneğidir. Bu duyarlı bölge normalde çok daha geniştir ve sağlam bir erkekte üstderinin (sünnet derisinin) içine katlanmıştır. Sünnetten sonra bu bölgeden geriye kalan açığa çıkar, kurur ve büyük ölçüde duyarsızlaşır.
Sünnet, cinsel ilişkinin sağlayabileceği zevki azaltmak amacıyla tasarlanmıştır. .
Günümüzde aşırı dar bir üstderinin tedavi yöntemi uzatmadır, kesme değil.
“Prepus (sünnet derisi, ya da üst deri) oldukça duyarlı ve sinir ağlarıyla bezenmiş bir cinsel yapıdır. Tamamen peripenik kas dokusu ile çevrelenmiştir. Bu derinin iç tarafında bulunan özelleşmiş Ekoptik Sebaseyus Glans normal cinsel işlev için gerekli olan emolyant ve kayganlaştırıcıları salgılar. Birincil orgazmik tetikleyiciler frenulumda ve prepusyal orifiste bulunur. Açıldığı zaman, prepus sertleşmiş penisin tüm gövdesini kaplayacak hale gelir, ve ilişki sırasında penisin içinde kayabileceği doğal bir kabuk görevi görür. Yalnızca prepusun varlığı ve işlevi, fizyolojik olarak normal, doğanın tasarladığı gibi bir cinsel ilişkinin olmasına izin verir.”
“Erkekler de kadınlar gibi, doğanın kendilerine bahşettiği üreme organlarının bütünlüğü hakkına doğuştan sahiptirler.”


Paul M. Fleiss, MD, MPH; Frederick Hodges.
“Tedavi amaçlı olmayan sünnet gerçekleştirilmemelidir” American Medical News, vol. 38, no. 26 (July 17, 1995): page 16. –Circ Info Network 951202




Çocuk Sünneti


Sünnetin 19. yy’da uygulanmaya başlanması, o zaman çocuklar için “cinsel suç” olarak görülen şeyin (mastürbasyon) önlenmesine yönelikti
Bugün pek çok Amerikalının çocuklarını cinsel zevkten “korumaya” çalışmadaki titizlikleri yeni değildir.1800’lerde dikkat “kendini kötüye kullanma” üzerindeydi, yani mastürbasyonda. Pek çok Amerikalı o günlerde ciddi şekilde, cinsel haz yaşayabilecek çocuklarının başına gelebilecek “şeytani kötülüklere” inanıyordu. J. Bigelow’un The Joy of Uncircumcisingkitabından alınan aşağıdaki üç tarihsel olaya dikkat edin.
“1880’lerde birisi, cinsel olarak aktif çocuğunu …bağlamak, zincirlemek, ya da dövmek isteyebilirdi…cinsel organlarını alçı, deri, kauçuk gibi çeşitli maddeler içine hapsedebilir….hatta …hadım edebilirdi….mastürbasyon deliliği yeterince büyüktü artık – çünkü tıbbi meslek erbabını da etkiliyordu.” Circumcision: The Painful Dilemma.

Dr. E.J. Spratling, bugün hastanelerde gerçekleştirilen sünnet yöntemini tarif etti:
” En iyi sonuçları elde etmek için yeterince mukoza tabakası ve deriyi, daha sonra ereksiyon olduğunda gerilecek şekilde kesmek gerekir. Yara tamamen iyileştiğinde, deride herhangi bir hareket imkanı olmamalıdır, deri penisin üzerini sıkı bir şekilde sarmalıdır, çünkü bir boşluk olduğunda hasta, alışkanlığına hemen yeniden başlayacaktır….Mastürbasyon tehlikesini tam olarak önlediğimizi söyleyemeyiz, ama onu makul sınırlar içine hapsettiğimiz konusunda emin olabilirsiniz. ” —E.J. Spratling, MD.

Aşağıda bir başka “seks fobili” Amerikalı doktorun 1903’te söylediklerini okuyabilirsiniz.
“Mastürbasyon felç ve kalp hastalıklarının temelini oluşturur! Hafızayı zayıflatır, bir çocuğu dikkatsiz ve ihmalkar yapar. Pek çok çocuğun aklını kaybetmesine bile yol açar, diğerleri büyüdüklerinde intihar ederler!….Çocuğunuza bugün birşey olmadığı için mastürbasyonun zarar vermediğini düşünmeyin, çünkü bu belanın zararları o kadar yavaş gelir ki, kurban ölüm sınrına gelene kadar farketmezsiniz bile! Burada belirtmeli ki, pek çok değerli doktor artık sünnet alışkanlığını savunuyor … ” —Mary R. Melendy, MD.

Bu mantık dışı söylemler bugünkü anababaların çoğuna oldukça “garip” hatta “uçuk” gelecektir. Ne var ki, bu tür fikirler Amerikan toplumunda kaybolmamıştır, sadece şekil değiştirmiştir. Bugünkü seksofobyaklar bu söylemlerin yeni şekillerini çocuklarının cinsel organlarının yaralanması için kullanırlar. Söyledikleri şudur: “Sünnet, anababayı, çocuğunun cinsel organlarını yıkamak için ona dokunmasından korur, böylece gereksiz uyarılmayı önler”. Bugünkü seksofobyaklar hala bir penise dokunmaktansa onu kesmeyi tercih eden kimselerdir. Bu olgu Önce Zarar Verme : Cinsel İstismar Endüstrisi kitabında Felicity Goodyear-Smith tarafından ayrıntılı olarak incelenmiştir.


Puritan ahlak mirası ve çocuk cinselliği ile ilgili yeni ortaya çıkan Amerikan histerisi, ne yazık ki Amerikan nüfusunun önemli bir bölümünün, çocuklarının cinsel organlarını kesmeye devam edeceklerini göstermektedir.


Çocukların cinsel istismarı ile çok ilgili olduğunu iddia eden aktivisler nerede? Amerikalı aktivistler başka ülkelerdeki kadın cinsel organ sakatlamalarını kamuoyu önüne getirdikleri ve buna karşı tavır aldıkları için övgüye değerdir. Ancak aynı zamanda dünyanın geri kalanı, Amerika’daki erkek çocukların, 100 yıl önce cinsel aşırıcılar tarafından kurumlaştırılan cinsel sakatlamaların kurbanı olduklarını görüyorlar.


Çocuklar hakkında düşünceli olduğunu iddia eden, ama aynı zamanda ABD’de, çocukların cinsel organlarının yaralanmasına seyirci kalan, hatta destekçi olan herhangi bir eylemcinin gerçek motivasyonunu sorgulama hakkına sahibiz. Her zaman için bazı cinsel istismar eylemcilerinin istismar-karşıtı olduklarından daha çok, seks-karşıtı olduklarına dair şüpheler gerçek olmuştur.


Bu tür seks-negatif insanlar, çocukların cinsel organlarını sakatlama fikrine doğal olarak en yatkın insanlar olacaklardır ve bu yüzden de onu durdurmak için harekete geçmezler. Çocuk cinsel istismar eylemcilerinin şu sırada, zorla bağlanmış, kanlı, çığlık atan çocukların olduğu gerçeğiyle rahatsız olmamaları, bu şüpheleri doğrulayıcıdır.


ABD’de yenidoğan sünneti 1800’lerde 1 no’lu Yalan ile doğmuştu, ve bugün de 2 No’lu Yalan ve 3 No’lu Yalan ile devam etmektedir.


Yalan No 1:
sünnet, cinsel içgüdüyü azaltacak ve mastürbasyonu önleyecektir
Gerçek: Sünnet cinsel tatmini kesin olarak azaltırken, mastürbasyonu önlediğine ya da cinsel içgüdüyü azalttığına dair hiçbir kanıt yoktur. Kaldı ki, bunların her ikisi de sakıncalı olgular değil, doğal insani içgüdülerdir.


Yalan No:2
Sünnet edilmemiş erkeklerin %10’u, sonraki zamanlarda buna ihtiyaç duyacaklar
Gerçek: Sünnet olmamış Avrupalı erkeklerin %1’inden azı daha sonraki hayatlarında buna ihtiyaç duyarlar, aynı zamanda Amerikalı erkeklerden daha düşük penis kanseri, AIDS, diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar oranına sahiptirler.Israil ve ABD, bir erkeğin sünnet edilme riski altında olduğu nadir sanayileşmiş ülkelerdendir. Finlandiya’da bir erkeğin hayatı boyunca sünnet edilme riski 16,000’de birden azdır.


Yalan No:3:
Sünnet daha yaşlı erkekler için korkunç acı veren bir olaydır, ama bebekleri acıtmaz, bu yüzden hemen şimdi yapılmalıdır
Gerçek: Bilimsel dergiler, tıp personeli, ve ana-babalardan kaynaklanan, sünnetin bebekler üzerinde korkunç derecede acı veren bir müdahele olduğuna dair büyük miktarda kanıt vardır. Anestezi sonucu ölüm riski nedeniyle bebek sünneti sırasında anestezi kullanılmaz. (ne varki anestezi durumunda bile yara günlerce ağrı yapmaya devam eder.) ABD’de sünnetten kaynaklanan ölüm oranı gizlenmiştir, çünkü ölümler, en son ona ne yol açtıysa o başlık altında kaydedilir, – hemofili, enfeksiyon, gastrik kırılma vs.gibi.
Bazıları, bizi müdahalenin önemsiz olduğuna inandırmaya çalışır, ama sünnet-karşıtı internet siteleri, sünnet sırasında yanlış giden şeylerle ilgili korku hikayeleri ile doludur, ve kendi rızası olmadan çocukları sünnet edilen ana-babalar da bunun cabasıdır. Bebekler sözkonusu olduğunda, bu hastane hatasıdır, çocuklar söz konusu olduğunda ise, mesela aşı için getirilmiş bir çocuğun başına gelebilir. Sünnet için ani bir baskı genelde başarılıdır, özellikle eş orada yok ise…


Sünnet Ve Erken Boşalma
7.02.2005 Milliyet/DHA


Sünnet Erken Boşalmaya sebep oluyor
TRAKYA Üniversitesi Edirne Tip Fakültesi Hastanesi Üroloji Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Osman Inci, sünnetin cinsel hayati olumsuz etkiledigini belirtti. Prof. Dr. Inci, “Sünnet erken bosalmaya sebep olur. Sünnetsiz erkeğin cinsel gücü sünnetli erkeğinkinden daha fazladır” dedi. Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman İnci, müslüman toplumlarda erkeklere yapılan sünnetin ileri yaslarda cinsel hayati olumsuz etkilediğini ve erken boşalmaya neden olduğunu söyledi. Prof. Dr. Osman İnci, sünnetin bilinen birçok faydası olmasına karşın cinsel hayati olumsuz etkileyen yanlarının da bulunduğunu belirtti. Sünnetsiz erkeklerin daha geç boşaldığını söyleyen Prof. Dr. Osman İnci, söyle devam etti: “Sünnet derisi denilen ve penisin etrafını tamamen saran deri penisin sıcak durmasını sağlıyor. Bu deri sünnet yoluyla kesilince penis, artık deri olmadığı için sıcak bir ortamda bulunmuyor. Ve dış ortama kendini alıştırıyor. Daha sonra vajinal birleşme olduğunda, penis sıcak ve kaygan bir ortama alışkın olmadığından erken boşalma yaşanıyor. Sünnetsiz erkekler de ise böyle bir problem yaşanmıyor. Çünkü sünnet derisi kesilmediği için penis o deri ile korunuyor ve sürekli sıcak bir ortamda bulunuyor. Vajinal birleşme olduğunda da erken boşalmayı gerektirecek bir durum söz konusu olmuyor. Sünnetli erkekler cinselliklerini daha sönük yasarken, sünnetsiz erkeğin cinsel gücü daha fazla oluyor.” Sünnetin olumlu yanlarına da değinen Prof. Dr. Osman İnci, sünnetli erkeklerde penis kanserinin daha az görüldüğünü ifade etti. Prof. Dr. Osman İnci, “Sünnet derisi ağız darlığı ve idrar yolu ağzı iltihapları gibi hastalıklar sünnetli erkeklerde görülmez. Ayrıca sünnet penis hijyenini sağlar” diye konuştu.
Sünnetin sadece çocuk cerrahları ve ürologlar tarafından yapılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. İnci, “Halk genellikle sünnetçilere gidiyor. Ancak sünnet bir cerrahi operasyondur. Sünnet hatalarının sayısı azımsanmayacak orandadır” seklinde konuştu.


E-kolay’dan bir haber:


İngilizler’in yaptığı araştırmayla Türk erkeklerinin seks süresinin 3 dakika 7 saniye olduğunu öğrenince şok geçirmesek de, sarsıldık ve çözüm bulmak için hemen kolları sıvadık. İşte Türkiye’nin en ünlü uzmanlarından erken boşalma sorununu ortadan kaldıracak tüyolar…
Aslında her şey, Utrecht Üniversitesi’nce yapılan bir araştırmayla ve bu araştırmanın The Independent gibi ciddi bir gazetede yayınlanmasıyla başladı. Araştırma sonuçlarına göre; Türk erkeklerinin sevişme süresi sadece ve sadece 3 dakika 7 saniye idi! İngilizler’in bu araştırmayı tüm dünyaya duyurmak için niye acele ettiklerini de anlamakta gecikmedik. Çünkü İngilizler 7 dakika 36 saniye ile araştırmaya katılan ülkeler arasında başı çekiyorlardı. Araştırmanın diğer sonuçlarına göre, Amerikalı erkekler sevişmeye başladıktan 7 dakika, İspanyollar 5 dakika 8 saniye, Hollandalılar ise 5 dakika sonra boşalıyor! En çarpıcı olan ise gazetenin Türkler’in boşalma süresiyle ilgili yaptığı kıyaslamaydı: “Yumurta haşlamaktan daha kısa bir süre!”
İlk olarak soluğu cinsel meseleler duayeni Doktor Haydar Dümen’in yanında aldık. Haydar Bey yapılan araştırmanın tamamen doğru olduğunu ve Türk erkeklerinin pek çoğunun; hatta yüzde 50’sinin, beklenenden daha erken sürede boşaldığını söyleyince gerçek anlamda hayal kırıklığı yaşadık tabii. Peki niye, neden derken Dümen’den çok çarpıcı bir cevap geldi: “Sünnet!” Meğer, sünnet olan erkeklerde penis açıkta olduğundan soğuk bir odadan sıcak bir odaya girmiş gibi oluyormuş. Bu da fazla uyarılmayı arttıran sebep! Oysa sünnetsiz erkeklerde penisin başı sünnet derisinin içinde olduğu için penisin başı kapalı bir kutuda duruyor gibi oluyormuş. Birleşme olduğunda o kutudan çıkıp başka bir kutuya giriyormuş. Tıpkı bir odadan çıkıp başka bir odaya girmek gibi! Dümen, sünnet konusunun ne kadar önemli olduğunu şu sözleriyle anlatmaya devam ediyor: “Sünnet sırasında penis ucundaki çok ince sinirler de kesiliyor. Kesilen sinir uçlarında nodül oluşabiliyor. Bunlar da duyarlılığı artırıyor. Yani penisin kesilmesi doğru bir hareket değil” diyor. Erkeğin ve kadının fizyolojisinin çok farklı olduğunu belirten Uzman Psikolog Meliha Karayay da, bunu “kadın bir fırın gibidir, yavaş yavaş ısınan ve soğuyan; erkek ise çakmak gibidir; birden alev alan ve birden sönen” benzetmesiyle örnekliyor. Bu örnekten de anladığımız üzere çiftlerin aynı anda senkronize şekilde uyarılması ve aynı anda boşalması mümkün değil gerçek anlamda! Karayay, uyumlu çiftlerin bu zamanlamayı çok iyi ayarladığını söylüyor
Karayay: “Erkeğin ilk sevişmesindeki boşalma süresi daha kısadır; ikincisinde daha geç boşalır. Bu durumda, ön sevişmede zamanı uzun tutup kadının uyarıImasını sağladığınızda erkek boşalsa bile kadın da zaten belli bir yere kadar gelmiş oluyor. ikincisi de daha uzun olacağı için zaten bir noktaya dek gelmiş olan kadın da daha uzun süre zevk alabiliyor. Yani ilk boşalmada kadın, ikinci boşalmada erkek uyarılırsa daha doğru” diyerek işin sırrını veriyor.

Sünnet ve Otizm
340,000 Danimarkalı erkek çocuğu içeren yeni bir çalışmaya göre, sünnet otizm riskini artırıyor.
5 yaşın altındaki Danimarkalı çocuklarda, otizmin sünnetli çocuklarda iki kat fazla olduğu saptandı.
Çalışma Statens Serum Enstitüsü ve Aalborg Üniversitesinden Morten Frisch ve Jacob Simonsen tarafından yürütüldü ve  Journal of the Royal Society of Medicine dergisinde yayınlandı.
Kaynak : http://sciencenordic.com/study-links-autism-circumcision

Diğer Kaynaklar:


Edip Yüksel- 19.org

Yorumlar