İlim ilim Bilmektir, İlim kendin bilmektir!



Merhaba,


Entelektüel seviyesi ortalama olan bir insan, bilimin yaşadığımız dünyayı anlamlandırabilmemiz adına ne kadar faydalı olduğunu bilir. Dünyanın kaç milyar yaşında olduğunu bilemese bile hayal ettiği süre çok da kısa olmayacaktır. Dünya ile ilgili keşfedebildiklerimizin ise son bir kaç yüzyılda hızla arttığını ve bunun bilime yapılan yatırımlar ve bilim insanlarının muazzam çabaları ile olduğunu söylemeye gerek bile yok. Gel gelelim ülkemizde eğitim sistemi ve televizyon kaynaklı yeni neslin, üniversite mezunlarının  ve orta yaşlı insanların çoğunun bilimsel gelişmelerden, dünyayı değiştiren keşiflerden, bu keşiflerin hayatımıza etkilerinden ve düşünce sistemimizi ne yönde geliştirebileceklerinden ne yazık ki haberleri bile yok. Sayılı bir kaç üniversitemizde okuyan gençlerimiz, hocaları ve bireysel olarak kendini yetiştirmeye çalışan sayılı kişileri çıkarırsak bildiğimizi sandığımız bir çok konu üzerine daha fazla zaman kaybetmeden, gerçekten daha önce hiç duymamışçasına eğilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bir birey olarak bedenlerimizin kapladığı alandan ve hayata kattıklarımızdan sorumluyuz. O nedenle sorumluluk alarak önce kendimi ve bildiklerimi tazeledikten sonra ortaya çıkan konuların sonuçları hakkında sizlerle de karşılıklı olarak durum analizi yapalım istiyorum.


Aşağıdaki videoyu düşüncesi her ne olursa olsun kimseye hakaret etmek amacıyla tabi ki paylaşmıyorum ancak arkasında durduğu ve kendini haklı çıkartmaya çalıştığı Kuran bile kendisine hak vermezken, olanı yansıtmak ister istemez kendisini komik duruma düşürüyor. Umarım Allah, samimi niyetle bu insanı dinleyen kişilere doğru yolu nasip eder.


cübbeli nasa.JPG


https://www.youtube.com/watch?v=d3qFmW8jU_0


Videoda Cübbeli Ahmet diye bilinen; kendisini din alimi şeklinde gösteren kişinin Nasa ve yaptığı çalışmalara duyduğu hayranlıktan (!) ve gösterdiği yüce gönüllü destekten (!) dolayı Nasa yetkilileri tarafından kutlandığını gösteren bir çeşit durum komedisi mevcut.
Nasa yetkilisi - “Bugüne kadar gereksiz yere uzay harcamaları için zamanımızı harcadık. Bu konuda bizi aydınlattığı için Cübbeli Ahmet hocaya çok teşekkür ediyoruz. Uzayla ilgili görüşlerini almak üzere kendisine bağlanıyoruz.”


Cübbeli Ahmet Hoca: “Mars’ta su var mı? Merih’te et var mı? Öbür tarafta but var mı? Manyak manyak işler ya! Ben sana söyleyeyim zaten sen oraya çıkamadan dünya kopacak. Masrafa değmez ya! Lan biraz o kadar 70 milyar dolar - 100 milyar dolar … Ver bana 100 bin dolar ben sana hepsini söyleyeyim ya! NE CAHİL ADAMSIN! Kuran’ da var Hadiste var bakmıyorlar ki salaklar.
(Salondan alkışlar kopuyor:))


Türkiye’deki durumu yansıtmadığını söyleyemeyiz çünkü bu kişinin inanılmaz takipçileri var. Bu ve bunun gibi bakış açıları sadece ülkemizde islamiyete inandığını düşünen kişiler arasında yaygın sayılmaz. Avrupa ve Amerika gibi batılı ülkelerde de Hristiyanlığa veya Yahudi inancına bağlı kişiler bilim adamlarını ve çalışmalarını önce bir kendini beğenmişlikle “Kitapta bu yazıyor baksaydın ya” diyerek (ki zorla kimi ayetlere olup biteni anlattırmaya çalışanları hiç söylemiyorum) daha sonra da kulaklarını tamamen kapatıp bilim adamları yanılıyorlarsa bile neden yanıldıklarını ispat etmekten aciz bir tavırla hakaret ederek işin içinden çıkıveriyorlar.


Hangi dine inanıyorsanız inanın hiç bir din size “sorgulamadan bana inan”, “oku, üfle tamam” gibi ezberci bir anlayışı öğüt vermez. Eğer aksi gibi bir inanç varsa ki bilmiyorum, “bana inan ben senin Tanrınım” diyen o varlığın kendine güven sorunu var demektir.(!) Öz güven problemi olan insanların durumunu düşününce böyle bir Tanrı kaos yaratırdı herhalde diye düşünmeden edemiyorum.


Ben Kuran’ın kurallarına ve öğretilerine uyarak yaşamaya çalışan tek tanrıcı bir Müslümanım. Kuran kendi öğretilerinin sorgulanmasına karşı çıkmadığı gibi, Allah’ın yarattığını söylediği veya Kuran’da geçmeyen daha çeşit çeşit bir çok olguya yönelmemizi ve araştırmamızı söyler. Daha sonra başka bir konuda değineceğim için şimdilik sadece araştırma ve düşünmeye teşvik eden birkaç ayet paylaşacağım.


2:170 :Onlara, "ALLAH'ın indirdiğine uyun" dense, "Hayır, biz atalarımızın izlediği yolu izleriz" derler. Peki, ataları bir şey düşünemeyen ve doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı?!


8:22 ALLAH yanında, yaratıkların en kötüsü, akıllarını kullanmayan sağır ve dilsizlerdir.


22:46 Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki olanları akledecek kalbleri, işitecek kulakları olsun. Gerçek şudur ki, gözler kör olmaz, fakat asıl göğüslerin içindeki kalpler kör olur.


39:9:..."Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alır.


96:1: Yaratan Rabbinin ismiyle oku!


96:3:Oku, Rabbin En Cömert/Yüce olandır.


96:4:Kalem yoluyla öğretir.


96:5:İnsana bilmediklerini öğretti.
İnançlı insanlar inandıkları yaratıcının öğretilerine uymadıklarında, inanmayanlar da zaten kaynağından değil, o dini doğru olarak yaşadığını farz ettikleri kişilerden öğrendikleri yanlışlarla yaratıcıya saldırıyor ve kendilerini; kendilerine ihanet eden insanların yanlışları nedeniyle ne yazık ki haklı da çıkartıyorlar.


Mesela bir örneğini geçen gün izlediğim bir videoda gördüm. Richard Dawkins biyolojinin ve evrimin yaşamın kanıtını gösterdiğini, dinlerin evrim için bir sorun teşkil etmediğini ve bilimin yararlarını kendi bakış açısından anlatırken, inançlı insanların sadece peygamberlerle ilgili içsel bir tecrübe yaşadıklarını düşündüklerinden dolayı inançlı kişiler olduklarından ve bilimin dünya için faydalı bir şey olmadığına inandıklarından CNN gibi ulusal bir kanala verdiği röportajda bahsediyordu. Sizce bu fikirlerini haklı çıkaracak türde inançlı olduğunu iddia eden insanlar yok mudur? Çok mu haksızlık ediyor? Ayrıca videonun sonuna doğru izlediklerim ateistlerin veya natüralistlerin görüşlerine binayen ister istemez akılma şu ayetleri getiriyor.

45:24 Onlar derler ki, “Biz sadece dünya hayatında yaşarız. Yaşarız, ölürüz ve bizi zamandan başkası yok etmez.” Onların bu konuda bir bilgisi yoktur. Onlar sadece zannediyorlar. 45:25 Onlara açık açık ayetlerimiz okunduğunda, “Doğru sözlü iseniz atalarımızı geri getirin“ demekten başka delilleri yoktur. 45:26 De ki “Sizi ALLAH diriltir ve öldürür. Sonra, gerçekleşmesinde kuşku bulunmayan Diriliş Gününde sizi bir araya toplar. Fakat insanların çoğu bilmez.” 45:27 Göklerin ve yerin yönetimi ALLAH’a aittir. O an gerçekleştiği gün, işte o gün batılı savunanlar hüsrana uğrayacaktır.45:32 Kendilerine ALLAH’ın sözünün bir gerçek ve o anın kesinleşmesi kaçınılmaz bir olay olduğu söylendiğinde siz, “O anın ne olduğunu bilmeyiz! Biz sadece çeşitli sanılara sahibiz ve bu konuda kesin bir bilgi elde etmiş değiliz“ derdiniz.




Ekran Alıntısı.JPG


Başka bir videoda da müslüman olduğunu sandığım bir genç yine Richard Dawkins’e soru yöneltirken onun herhangi bir yaratıcıya inanmadığını bildiği halde kışkırtıcı bir soru soruyor. Burada kışkırtıcı şeklinde belirtmemin sebebi şu; ne olursa olsun insan inandığı gibi yaşar ve kendi inandığı değerler onun için belki de son derece pürüzsüzdür. Sadece bir yaratıcıya inanmadığı için ona temel ahlaktan yoksun olduğunu salon dolusu insan içinde anlatmaya çalışırsan o kişinin aynı derecede saldırgan bir tavır göstermesi de kaçınılmaz olur. Bu tarz önemsiz gibi görünen tavırların boyutları üst üste geldikçe artar ve kişilerin bireysel hataları, benimsedikleri öğretilere atfedilmeye başlar.


Soru şu: Ateizmin herhangi bir şekilde mutlak ahlaka sahip olamayacağını düşünürsek o zaman yanlış ile doğru arasında karar vermek ateistlerin şiddetle karşı çıktıkları türden irrasyonel, inanca dayalı bir şey olup çıkmaz mı?


“Dinime küfreden müslüman olsa” diye bir söz vardır değil mi? Burada çok komik duracağını düşünüyorum ama paylaşacağım. Müslümanlar, hristiyanlar veya yahudiler bir dine inandıkları için gayet ahlaklılar çok şükür diye düşünüyoruz değil mi? Bu narsistlik değil de nedir? Böyle yaparak mı insanlara doğru yolu göstermeliyiz? Biz harikayız, ahlaklıyız sizin ahirete inancınız olmadığı için ne yapsanız boş demektir bu. Böyle bir soruyu duyduktan sonra hiç bir ateist veya şüpheci sizin aslında ne demek istediğinizle ve doğru bildiklerinizle artık ilgilenmeyecektir. Siz o kişiyi kör ve sağır hale çevirdiniz bile… Haliyle Dawkins’in cevabı islamiyetle ilgili olmadığı halde islamiyeti yaşıyoruz diyen insanların yalan yanlış uygulamalarının resmedildiği, hurafelerin anlatıldığı, islamiyeti kulaktan dolma yaşayan insanların konuşmaları ve tahmini cevaplarına yer verilen, bilime soğuk baktıkları için cahil duruma düşürüldükleri bir portre çizip buna uyup ahlaklı olmaktansa kendi aklıyla çıkarım yapıp daha doğru bir düzeni bulabileceğini özetleyen bir şekilde oluyor. Daha da acınası olan durum, bu konuşmasının sonunda Dawkins alkışlanırken ne bu soruyu sorma cesaretini kendinde bulan kişi ne de başka bir inançlı kişi kalkıp Dawkins’e onun yanlışlarını düzeltebilecek bir cevap veremiyor.
Burada çuvaldızı kendimize batırdığımız için Dawkins’in üstün körü, temelsiz ve sadece mış gibi bildiği şeyler üzerine eleştiri getirmesini çok cahilce ve kasıtlı bulduğumu da söylemek isterim.


(https://www.youtube.com/watch?v=FP7IhIG2O1U&list=WL&index=5)


Ekran Alıntısı 1.JPG


Acaba sadece bilime mi yoksa bilim adamlarının kendisine mi tavırlıyız? Yoksa katlanamadığımız şey doğru bildiklerimizi alt üst edebilecek kanıtlara sahip olabilecekleri korkusu mu? Bu kadar kolay darmadağın olabilecek bir bakış açısı için tüm hayatımızı belli kalıplar içine sokmaya değer mi? Sadece bir kere yaşayacağımız bu hayat doğru bir şekilde yaşayıp ölmek için çok güzel değil mi? Gerçeği bulmak için ve gönül rahatlığıyla yaşamak için vakit ayırıp araştırmaya, dünyayı keşfetmeye değmez mi?

Yorumlar

  1. biyologlar biyoloji hakkında konuşur, teoloji hakkında yetkin olmayan birinin açıklamaları cübbeli gibi bilim bilmeyenin açıklamalarına benzer. dawkinsin ciddiye alınacak tek eleştirisi yok.

    YanıtlaSil
  2. Acaba sadece bilime mi yoksa bilim adamlarının kendisine mi tavırlıyız? Yoksa katlanamadığımız şey doğru bildiklerimizi alt üst edebilecek kanıtlara sahip olabilecekleri korkusu mu? Bu kadar kolay darmadağın olabilecek bir bakış açısı için tüm hayatımızı belli kalıplar içine sokmaya değer mi? diye yazan birisi söylediklerine muhatap olmayı hak ediyor mu bilemiyorum doğrusu. Ancak bir hışımla da olsa yorum yazmanız kıymetli benim için. Kendisini yazının içinde verdiğim videolarda dakikalarca açıklıyordu da zaten ki fikirlerini benim temsil etmeme muhtaç olmayacak kadar çok kaynak bulabilir arayan herkes. Teoloji, İslamiyet veya başka bir konu üzerinde konuşulmak için profesör olmayı gerektiriyorsa üzerinde sohbet bile edilemeyecek bu ciddi mevzulara inanıp hayatlarımızı ona göre nasıl şekillendiriyoruz acaba?! Kafamda deli sorular...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder