"Kuran Müslümanlığı" Düşmanlığı Hakkında - Diyanetin 12 Şubat 2016 Hutbesi


Diyanetin geçen hafta yayınlanan hutbesinde Kuran-ı Kerim için hayat kitabımız diye bahsettikten sonra Kuran’ın tek başına yetmediği ima edilerek Peygambere ait olmayan iftiralarla dolu kaynaklar yüceltilmekteydi. Hutbede önce Allah’ın varlığına ortak kabul etmediklerini belirtip daha sonra da Allah’ın mescitlerinde onun ismiyle beraber, Allah’tan çok peygamberi överek, yücelterek aslında kalplerindeki hastalığı açığa vurmaktaydılar.


Allah’a ait olan kusursuzluk sıfatını peygambere yakıştırmış, onun da bizler gibi (elçi olan) bir insan olduğunu unutmuşlardı. Hem de peygamberler Allah’ın halk için gönderdiği üstün erdemlilik özellikleri üzerine hidayetlendirilmiş kullarından başka bir kişi olmadıkları halde...Peygamberler Allah’ın sevgilisi veya oğlu değildir. Allah’ın bizler gibi ihtiyaçları yoktur. Muhammed Peygamber Allah’tan öğrendiği Kuran’ı bizlere tebliğ etmiştir. Kuran’ın açıklayıcısı ve öğreticisi Allah, uygulayıcısı ise Muhammed peygamberdir.


Muhammed peygamber hutbede bahsedildiği gibi efendimiz (sahibimiz) değil, Allah’ın hidayet üzerine gönderdiği bir müjdeleyicidir. Yine hutbede bahsedildiği gibi orucun ne şekilde tutulacağını, zekatı ve haccın uygulamalarını Peygamber’in hadisleri denilen sünnet ve hadis aktarıcılarından değil, Kuran’dan öğrenmekteyiz. Kuran’da namaz ve diğer ibadetlerin İbrahim peygamberden bugüne süre geldiği belirtilmiştir. Ayrıca Allah’ı hangi vakitlerde anmamız gerektiğine dair bilgilere de yine Kuran’ı Kerim okuyarak ulaşabilirsiniz.


"3:31 - De ki: " ALLAH'ı seviyorsanız beni izleyin ki ALLAH da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir."  3:32- "ALLAH'a ve elçiye itaat edin" de. Yüz çevirirlerse, elbette ALLAH inkârcıları sevmez." İlgili ayetleri dikkate alarak Muhammed peygambere ithaf ettikleri uygulamaları ayrıca bir tebliğ aracı haline getirmeye çalışan yorumlar yapmaktadırlar. Oysa Kuran’ı en çok tebliğ eden ve uygulamaya çalışan Muhammed peygamber, bizler için bu dinin uygulayıcısı ve üstün erdemlilik üzere yaşayan örnek bir müslüman olduğundan dolayı onu izlediğimizde, yaşarken de onu desteklediğimizde Allah’a giden yolumuz tabi ki  aydınlanacaktır.  


Peygamberler Allah dışında kural koyucu bir yetkiye sahip değillerdir. O devirde yaşayan müslümanlar gibi bugün bizler de  Allah’ın doğru yoluna ışık tutan tüm elçilere ve peygamberlere inanıyor, davalarına sahip çıkıyoruz.


Dualarımızı kabul etmesi, günahlarımızı bağışlaması ve inancımıza yargı günüde tanık olması için ise Allah’tan başka efendi ve mevla tanımıyoruz. Sadece Allah diridir ve dualara karşılık verendir. Onun yönetimde ne peygamberlerden ne de farklı bir cinsten bir ortağı, zayıflıktan dolayı da bir yardımcısı yoktur.


Tek yasa koyucu Allah’tır. Allah’tan başka hiç kimse haram veya helal belirleyemez. Bu uygulama ve yasaklara detaylı olarak Kuran’dan ulaşabilirsiniz. Olup biten şu ki, Sapkın Allah’a ve elçilere iftira eden kişilere arkadaş oluyor, Allah’ta yolları iyice ayrılsın diye onlara yaptıklarını güzel gösteriyor.


Muhammed peygamberin ümmeti olabilmek için, onun yargı gününde şikayetçi olacağı toplumlardan olmamayı denemelisiniz ki, Kuran’da geçen bir ayetten dolayı şunu bilebiliyoruz; Muhammed peygamber ümmetini, Allah’a, “Kuran’ı terk ettiler” diye şikayet edecektir.


Kuran tüm insanlığa gönderilmiş bir ışık, hidayet ve rehberdir. Kuran’ın ışığını ağızlarıyla söndürmek isterler ancak galip gelen yine Allah olacaktır. Bu nedenle bizlere doğru yolu elçiler aracılıyla ve Kuran’ın öğretileriyle bildiren Allah’a karşı borç içindeyiz. "İyiliğin karşılığı yalnızca iyilik değil midir?" diye soruyor Allah Kuran’da kullarına. O zaman bizim de; bu borç altında ezilirken Allah’ın iyiliklerine şükretmek adına, Kuran ile mücadele vermemiz ve Kuran üzerine yaşayarak iyilik timsali müslümanlar olmaya çalışmamız gerekmez mi?


12 Şubat hutbesinde “Resulü Ekrem’in şerefli sözleri olmadan Kuran’ın anlaşılamaz ve yaşanamaz olduğundan” da bahsedilmişti. Ancak Allah “Kuran’ı mesaj için kolaylaştırdık yok mu öğüt alan?” diyerek aşağıda belirtilen ayetlerde Kuran’ı söylenilenin tam tersi şekilde betimlemektedir. Allah’ın hadisinden/ sözünden başka bir söz mü arayayım?


6:114- ALLAH'tan başka yasa koyucu mu arayayım? O ki size kitabı detaylı olarak indirmiştir. Kendilerine kitap vermiş olduklarımız onun Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. O halde kuşkulananlardan olma.


11:1- (Bu Kuran) Öyle bir kitaptır ki, Bilge ve her şeyden Haberdar biri tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış ve sonra da açıklanıp detaylanmıştır.


14:1- Onu (Kuran'ı) sana indirdik ki, halkı Rab'lerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarasın, O Güçlü ve Övgüye layık olanın yoluna…

42:52- Biz böylece sana katımızdan bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir gerçeği onaylama nedir bilmezdin. Ancak onu, dilediğimiz kulları doğruya ulaştıran bir ışık kıldık. Sen elbette doğru yola kılavuzluk ediyorsun.


19:97- Bunu (Kuran'ı) senin dilinle kolaylaştırdık; onunla erdemlileri müjdeleyesin ve inatçı toplumu uyarasın diye.


17:41- Biz, öğüt almaları için Kuran'da açıkladık. Ne var ki bu, sadece onların nefretini arttırır.


41:42- Batıl, onun ne önünden ne de ardından yaklaşamaz. Bilge ve övgüye layık olanın indirdiği bir vahiydir.


38:29- Sana indirdiğimiz bu kitap kutludur; ayetlerini incelesinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar.


16:64- Sana bu kitabı indirdik ki, anlaşmazlığa düştükleri konuları kendilerine bildiresin. Bu kitap, gerçeği onaylayan bir topluluk için bir yol göstericidir, bir rahmettir.


14:52- Bu, insanlara bir bildiridir. Bu uyarıyı dinlesinler, O'nun yalnız tek Tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar.


74:54:55:56- Doğrusu, bu (Kuran) bir öğüttür. Dileyen ondan öğüt alır.ALLAH dilemezse onlar öğüt alamazlar. O, erdemli davranmanın kaynağıdır; bağışlamanın kaynağıdır.


20:3- Ancak saygı duyanlar için bir öğüttür. (Kuran)


22:16- Böylece, biz onu apaçık ayetler olarak indirdik. ALLAH dilediğini/dileyeni doğruya ulaştırır.


24:18- ALLAH size ayetlerini böyle açıklıyor. ALLAH Bilendir, Bilgedir.


6:97- Karanın ve denizin karanlıklarında yollarınızı bulasınız diye sizin için yıldızları yaratan O'dur. Bilen bir toplum için ayetleri detaylı olarak açıklamış bulunuyoruz.


6:65- De ki: "Üstünüzden veya ayaklarınızın altından size bir azap göndermeye, yahut sizleri mezheplere bölüp birbirinizin kötülüğünü tattırmaya O'nun gücü yeter." Bak, anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl da açıklıyoruz.


6:126- Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alan bir toplum için ayetleri detayıyla açıklamış bulunuyoruz.


4:174- İnsanlar! Rabbinizden size bir kanıt geldi ve üzerinize apaçık bir ışık indirdik.


64:8- ALLAH'ı, elçisini ve indirdiğimiz bu ışığı onaylayınız. ALLAH yaptıklarınızdan Haberdardır.


7:203- Kendilerine bir mucize getirmediğin zaman: "Mucize isteseydin ne olurdu" derler. De ki: "Ben, ancak Rabbimden bana vahye­dilene uyuyorum." Bunlar, Rabbinizden aydınlatmalardır, gerçeği onaylayan bir toplum için bir hidayet ve rahmettir.


39:23- ALLAH en güzel hadisi, tutarlı ve ikişerli bir kitap halinde indirdi. Ondan dolayı Rab'lerini sayanların tüyleri ürperir. Sonra derileri ve kalpleri ALLAH'ın mesajına karşı yumuşar. Bu, ALLAH'ın yol göstermesidir; dilediğini/dileyeni ona ulaştırır. ALLAH'ın saptırdığı bir kimseye rehber bulunmaz.


Işık arayana en aydınlık yol, aramızda  bulunan miras Kuran’dır. Kuran müslümanları ise bu mirasa sahip çıkmaya çalışan varislerdir.


Allah’ın selamı, sevgi ve merhameti aklını kullanan tüm erdemli müslümanların üzerine olsun...

Yorumlar