Kuran rehberliğinde ırkçılık üzerine bir bakış açısı


RENKLERİMİZ, DİLLERİMİZ, TAVIRLARIMIZ FARKLI İYİ, KÖTÜ, ÇİRKİN HER YERDE AYNI
IRKÇILIK YAPMA, YAPTIRMA!

Herkesi kocaman bir hasret ile selamlıyorum.

Daha iyi bir insan olabilmek adına para kazanmaktan öte, daha çok araç olarak kullanmak istediğim mesleğimi değiştirmeye karar verdim. 10 yıl aradan sonra tekrar üniversiteye kaydoldum. Bu nedenle bu kanaldan sizlere çok sık ulaşamasam bile içim bir nebze olsun rahat. Şu kısa ömürde daha faydalı olabilmek adına her koldan koşturmanın doğru olduğuna inandığım için yeni tempomdan şikayetçi değilim. Attığım her adımı aşkla atıyor, niyetimden destek alarak motive oluyorum.

Yine uzun zamandır aklımda olan ancak sizinle paylaşamaya fırsat bulamadığım bu konu hakkında gerektiği kadar bilgi alışverişinde bulunmak istiyorum. Irkçılık benim için üzerimde çok gerginlik yaratan bir kavram. İnanın yanımda yapıldığında öfkemi nasıl bastıracağımı bilemediğim için şekilden şekle girdiğim çok oluyor. Ancak bunun da bilinç seviyesi arttıkça yavaş yavaş azalacağına ve sonunda ortadan kaybolacağına tükenmez bir umutla inanmak istiyorum.

Bölünmeyi, taraf olmayı, ayrışmayı çok seviyoruz hatta bir araya gelmemek için kimi zaman tek bir sebep bile yetiyor. Bu bazen din, bazen beden renklerimiz, bazen şivemiz veya dilimiz olabiliyor. Hatta kıyafetlerimiz, dünya görüşlerimiz ve saymakta zorluk çektiğim daha bir çok sebep daha…

Peki tüm bu problemlerden soyunduğumuzda etrafımızda kaç kişi kalıyor. Eğer bu ırkçılık kavramı bizlere doğuştan verilmiş bir ayrıştırma yöntemi olsa insanların sosyal varlıklar olarak yaratılmasının yardımlaşmanın, hoşgörünün, güzel sözlerin, birlik olma duygusunun hayatımızda gereksiz bir alan kaplaması gerekmez miydi?

En sevdiğimiz renk bir tane olmak zorunda değil. Gökkuşağına aşık olabiliriz mesela.

Gül en sevilen çiçeklerden biri olmasına rağmen bütün dünyada sadece bir tek kırmızı gül veya tek renk bir köpek cinsi ya da tek renk kıyafetler olsaydı hayat ne kadar daha güzel olabilirdi. Biz her yandan sarılmış bir çeşitlilik içinde yaşarken neden kendi türümüz için tek tipliğin peşinden koşuyoruz?


"Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk; kardeş olarak yaşamayı..." Martin Luther King


Irkçı, insan ırklarının renk ve fiziki şekil esas alınarak birbirlerinden üstünlüğünü temel alan Irkçılık felsefesini benimsemiş kişilere verilen addır. Irkçı insanların göstermiş olduğu bu tutuma ise "ırkçılık" adı verilmektedir.

Irkçılık genel olarak çeşitli insan ırkları arasındaki biyolojik farklılıkların kültürel veya bireysel meseleleri de tayin etmesi gerektiğine ve doğal sebeplerle bir ırkın (çoğunlukla kendi ırkının) diğerlerinden üstün olduğuna ve diğerlerine hükmetmeye hakkı olduğuna duyulan inanç veya bu değerleri kabul eden doktrindir. Ortaya çıkış nedenleri arasında çoğunlukla ekonomik nedenleri olması yanı sıra düşünsel nedenlere de dayanmaktadır.

Irkçılık genel hatlarıyla incelendiğinde kendi kanını taşıyan, aynı dili konuşan, ve aynı soydan gelenlerin başka soylardan gelenleri aşağılaması olarak algılanır. Kafatası ölçümlerine dayanarak insan türünü beş gruba ayırdı: Kafkasyalı(beyaz ırk) , Moğol, Etiyopyalı, Amerika Yerlisi ve Malayalı. Daha sonra bütün canlıları sınıflandıran İsveçli biyolog Carolus Linnaeus (1707-78) deri rengine göre ayırt ettiği dört değişik ırk tanımladı. Onu izleyen biyologlar da fiziksel özellikleri temel alan ırk grupları üstünde çalıştılar. Ne var ki, bu tür sınıflandırmaların bilimsel ve kesin olmadığı daha sonra anlaşıldı.Tarihte; ırkçı kişilerin haricinde, ırkçı kurum ve kuruluşlara rastlanabilmektedir. Bu tür derneklerin başında "Ku Klux Klan" gibi yasa dışı örgütler gelmektedir. (Ku Klux Klan (KKK), 24 Aralık 1865 ABD'de Tennessee'de kurulan siyahi karşıtı aşırı faşist bir gizli örgüt.Ku Klux Klan örgütü Amerikan İç Savaşı sonrasında siyahilerin kazanmaya başladığı haklara, özgürlüklere ve siyah - beyaz eşitliğine karşı çıkmıştır. Amaçlarına ulaşmak için şiddet ve teröre başvurmuşlardır. Örgüt iki defa dağılmasına rağmen 1950 ve 1960'larda tekrar canlanmıştır. Günümüzde bazı bölgelerde sadece yerel bazda propaganda yapmakta ve fiziksel olmayan faaliyetler göstermektedir.) (Wikipedia)

Kuran’ın rehberliğinde ve bizler öğrettiği ahlaki duruş içerisinde ırkçı bir tavrın yeri asla yoktur. Allah insanları kadın-erkek, siyah-beyaz, güzel-çirkin, zengin-fakir gibi ayrımlarla sınıflamaz. Birinin bir diğerinden üstün olma vasfı ancak o kişinin Allah tarafından daha çok sevilmesi, erdemli bir insan olması ve hayırda yarışması ile mümkündür.

Ne yazık ki ilk olarak aklıma gelen ayrımlardan biri, peygamberler yarışı. Her toplum kendine mesaj getiren peygamberin daha üstün olduğunu ve kendilerinden sonra bir daha kutlu bir kavim gelmeyeceğini düşünüp duruyorlar. Oysa Allah dilerse bizi götürür ve yerimize yeni bir toplum getirir. Helak olan toplumlar bunlara ibretlik bir örnektir.


2:253- O elçilerin bazısına diğerlerinden daha fazla lütufta bulunduk.Örneğin, kimileriyle ALLAH konuştu, kimilerini de derecelerle yükseltti. Meryem oğlu İsa'ya apaçık deliller verdik ve onu Kutsal Ruh ile destekledik. ALLAH dileseydi, onların ardından gelenler kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirleriyle kavga etmezlerdi. Fakat anlaşmazlığa düştüler. Kimisi onayladı, kimisi inkâr etti. ALLAH dileseydi birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat, ALLAH dilediğini yapar.

17:55-Rabbin göklerdekileri ve yerdekileri en iyi bilendir. Peygamberlerden bir kısmını diğerlerine üstün kıldık. Örneğin; Davud'a Zebur'u verdik.

2:285- Elçi, Rabbinden kendisine indirileni onayladı, gerçeği onaylayanlar da… Hepsi, ALLAH'ı, meleklerini, kitaplarını ve elçilerini onaylarlar: "Elçilerinin hiçbirisi arasında ayrım yapmayız." Derler ki: "İşittik ve uyduk. Rabbimiz bizi bağışla; dönüş sanadır."

4:152- ALLAH'ı ve elçilerini onaylayan ve onların hiçbiri arasında ayrım yapmayanların da ödüllerini ileride verecek. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

3:84- De ki: "ALLAH'ı, bize indirileni, İbrahim'i, İsmail'i, İshak'ı, Yakub'u ve torunlara indirileni; Musa'yı, İsa'yı ve peygamberlere Rab'leri tarafından verilenleri onayladık. Onların hiçbiri arasında ayrım yapmayız ve biz O'na teslim olanlarız."

2:136- "ALLAH'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilenlere, Musa'ya, İsa'ya verilene ve tüm peygamberlere Rab'leri tarafından verilenleri onayladık. Onların hiçbiri arasında ayrım yapmayız. Biz sadece O'na teslim olanlarız" deyiniz.

Yukarıdaki ayetlerde de gördüğümüz gibi Allah kendi lütfundan o dönemin yazgısına uygun bir şekilde her elçisine farklı mucizeler veya hikmetler vermiştir. Ancak bu farklar ne olursa olsun Allah katında hepsi yargı gününde sorguya çekilecek ve haklarında sadece Allah hükmedecektir. Bizler ise tüm peygamber ve elçileri ayrım yapmadan kabul etmek ve rehberliklerini örnek almaya çalışmalıyız. Kendi içimizdeki ego savaşlarına Allah yolunda emek veren peygamberleri katmayalım. Onların hiçbir zaman bir birileri arasında üstünlük savaşı olmamıştır ve hepsi bir önceki peygamberin mesajını onaylayarak, kendi dönemlerinde gelen yeni uygulamaları da peşi sıra halklara öğretmişlerdir.

3:81- ALLAH peygamberlerden (nebilerden) şöyle misak almıştı: "Size kitap ve hikmet vereceğim. Daha sonra, beraberinizdekileri doğrulayan bir elçi (resul) geldiğinde onu onaylayacak ve onu destekleyeceksiniz. Bunu kabul ettiniz mi ve bu sözleşmeyi yerine getireceğinize söz verdiniz mi" demişti. Onlar "Kabul ettik" deyince, "Öyleyse şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım" demişti.

Din adına ırkçılık yapanlara mesaj:
Ortak koşmadan ALLAH'a inanmak ve ERDEMLİLİK insani bakımdan üstünlüğün en büyük iki koşuludur!

5:20- Musa, halkına şöyle demişti: "Ey halkım, ALLAH'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: aranızdan peygamberler çıkardı, sizi özgür kimseler kıldı ve toplumların hiçbirine vermediğini size verdi."

2:111/112- "Yahudi veya Hıristiyanlardan başkası bahçeye giremez" dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: "Doğru sözlüler iseniz delilinizi getirin."Doğrusu, kim iyilik yaparak kendini ALLAH'a teslim ederse, onun ödülü Rabbinin yanındadır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyecektir.

2:94- De ki: "İleri sürdüğünüz gibi, ahiret yurdu ALLAH tarafından hiç kimseye değil sadece size ayrılmışsa ve bu savınızda samimi iseniz haydi ölümü isteyin!"

49:10- Gerçeği onaylayanlar sadece kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltin. ALLAH'ı sayın ki merhamet edilesiniz. (Not:Müminler dahil bütün doğruca inanan insanlar kardeştir.)

3:110- Siz, halk için çıkarılmış en iyi topluluksunuz. İyiliği öğütler, kötülükten sakındırır ve ALLAH'ı onaylarsınız. Kitap halkı onaylasaydı kendileri için iyi olurdu. İçlerinde gerçeği onaylayanlar olmakla birlikte çoğunluğu yoldan çıkmıştır.

3:113,114,115- Ancak hepsi bir değil. Kitap halkından dosdoğru bir grup var ki geceleri ALLAH'ın ayetlerini okuyup secde ederler. ALLAH'ı ve ahiret gününü onaylarlar, iyiliği öğütler kötülükten sakındırır ve iyi işlere koşuşurlar. İşte onlar iyilerdendir. Yaptıkları hiçbir iyilik karşılıksız kalmayacaktır. ALLAH erdemlileri çok iyi bilir.

11:45,46,47- Nuh Rabbine seslendi: "Ey Rabbim, oğlum benim ailemdendir, Senin verdiğin söz ise elbette gerçektir ve Sen, yargıda bulunanların en iyisisin." Dedi ki: "Ey Nuh, o senin ailenden olamaz. Bilmediğin bir konuda benden istekte bulunman erdemli bir tavır değildir. Cahillerden olmamanı sana öğütlerim." Dedi ki: "Rabbim, bilgim olmayan bir konuda sana yalvardığım için sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana acımazsan kaybedenlerden olurum."

2:148- Her birinizin seçtiği bir yön ve yöntem var; siz iyilikte yarışın. Nerede olursanız olun ALLAH sizi bir araya getirir. ALLAH elbette her şeye gücü yetendir.


"Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine psikolojik bir hastalıktır." Malcom X

49:13- Ey halk, sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi ırklara ve boylara ayırdık. ALLAH yanında sizin en değerliniz en erdemli olanınızdır. ALLAH Bilendir, Haberdardır.

30:22- Göklerin ve yerin yaratılışı, dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da O'nun ayetlerindendir. Bilenler için bunda işaretler vardır.

5:48- Kendinden önceki kitapları doğrulayan, onların yerine geçen bu kitabı, gerçekleri kapsayıcı olarak sana indirdik. ALLAH'ın sana indirdiğiyle aralarında hüküm ver. Sana gelen gerçekleri bırakıp onların hevesine uyma. Her biriniz için bir yasa ve yöntem belirledik. ALLAH dileseydi hepinizi bir tek toplum yapardı. Ancak, size verdikleriyle sizleri sınıyor. İyilikte yarışın. Hepinizin dönüşü ALLAH'adır. Ayrılığa düştüğünüz konuları size bildirecek.

59:24- O, Yaratan, Vareden ve Biçim veren ALLAH'tır. Tüm güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde ne varsa O'nu yüceltir. O Üstündür, Bilgedir.

2:123- Kimsenin kimseden yana bir şey ödeyemediği, hiç kimseden fidye alınmadığı ve hiç kimseye aracılığın (şefaat) yarar sağlamadığı ve yardımın kesildiği bir günden sakının.

23:101- Boruya üfürüldüğünde o gün artık aralarında akrabalık yoktur ve birbirleriyle de ilgilenemezler.

Ayetler yeterince açıklayıcı olduğu için daha fazla detaya girmeden sizlere birkaç Youtube videosundan bahsetmekte fayda görüyorum. Merak edenler izlemek için konu sonlarında verdiğim linklere göz atabilirler.

1- İlk videoda Yunan kadın yönetmen Nancy Spetsioti'nin 2011 yapımı Jafar adlı kısa filmini izleyebilirsiniz. Filmde hastanede olan iki farklı kültürden insanları görüyoruz. Kızlarını hastaneye getirmiş olan Yunan aile, dış görünüşünü tehdit olarak algıladıkları adama ön yargı ile yaklaşıp, onu bir nevi ötekileştiriyorlar. Farklı kanı taşımak, farklı görünüşe sahip olmak, farklı kültürden gelmek... İşte bunlar özellikle son yıllarda bir insanın, ondan korkulmasının ve onun toplum dışına itilmesini gerektiren özellikleri olarak görülüyor. Bu film de, bu durumu özetleyen belki basit ama özünde önemli bir şeyi anlatmaya çalışan bir kısa film...


2- “DNA'larına Göre Irk Testi Yapılan İnsanların Sonuçlara Verdikleri Tepkiler” Bu video beni her izlediğimde ağlatıyor. İnanın ırkçı insanlara üzülüyorum, egolarının onları hapsetmesine izin vermişler. İnsan gerçekten de kötülüğü kendi elleriyle yine kendine yapıyor.




3- Videoda Litvanya'da hazırlanan bir sosyal deney ile insanların vicdanlarına seslenildiğini görüyoruz. Litvanyaca bilmeyen siyahi bir turistin yardım isteği üzerine, Facebook sayfasındaki mesajı çevirmek için tableti eline alan insanlar, mesajda yazılan ırkçı cümleleri siyahi adamın yüzüne söylerken oldukça zor ve duygusal anlar yaşıyorlar. Bir şeyleri birinin yüzüne söylemek ve yazmak arasındaki farkı gösteren, ırkçılığa karşı hazırlanan bu video, hem deneye farkında olmadan konu olan kişilerin hem de izleyenlerin gözlerini dolduruyor.



4- Neden Irkçılık Yaparız?  adlı videoda her şeyin nedenini komik ve düşündüren bir dille anlatan bir grup arkadaşın ırkçılığın ve ırkçı insanların en olmadık yönlerini gözler önüne serdiği sunumları vardır.


5- Yine video şeklinde ulaştığım aşağıdaki yazıya gerekli olmadığı için lik vermiyorum gerçek hayattan alıntı bir örnek olması sebebiyle dikkatinizi çekebileceğini düşünüyorum.

“Racism Course Of Humanity”

14 ekim 1998 de kıtalar arası bir uçuş esnasında gerçekleşmiş. "Bir kadın, uçakta siyahi bir adamın yanında oturuyordu. Durumdan rahatsızlığını belli edercesine, hostesten başka bir yer bulmasını istedi, zira öylesine antipatik birinin yanında oturamazdı. Hostes, tüm uçağın dolu olduğunu fakat birinci sınıfta yer olup olmadığına bakacağını söyledi. Diğer yolcular şaşkınlık ve tiksintiyle olayı izliyorlardı, bu kadının sadece terbiyesizliğine değil, bir de birinci sınıfta yolculuğu devam edeceğine şahit oluyorlardı. Zavallı adamcağız çok kötü bir durumda olmasına rağmen cevap vermemeyi tercih etti. Bu yüksek tansiyondaki durumda kadın, birinci sınıfta ve o adamdan uzak uçabileceğinden tatmin olmuş, hostesin dönmesini bekliyordu. Birkaç dakika sonra geri gelen hostes, kadına: "Çok özür dilerim geciktim.Birinci sınıfta bir yer buldum... Bu yeri bulmak biraz zamanımı aldı, sonra yer değişikliği için pilottan izin almam gerekiyordu. 'Hiç kimse sorun yaratan bir diğerinin yanında oturmak mecburiyetinde tutulamaz' dedi ve bu izni verdi." Diğer yolcular kulaklarına inanamıyorlardı, bu esnada kadın da bir zafer kazanmış gibi yerinden kalkmaya hazırlandı. Aynı anda hostes, oturmakta olan zenciye dönerek: "Beyefendi, sizi uçağın birinci sınıfındaki yeni yerinize götürmem için beni takip eder misiniz lütfen? Seyahat firmamız adına kaptan pilotumuz sizden böyle nahoş bir olay yaratan kimsenin yanında oturmak mecburiyetinde bırakıldığınız için çok özür diliyor." Tüm yolcular hep birlikte, bu olayı iyi bir biçimde sonuçlandıran uçak personelini alkışlayarak tebrik ettiler. O yıl, kaptan pilot ve hostes uçaktaki davranışlarından dolayı ödüllendirildiler. Aşağıdaki mesaj, tüm ofislere personelin görebileceği bir biçimde iletildi: "İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler. İnsanlar onlara ne yaptığınızı da unutabilirler. Ama insanlar, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar."




"Bir insanın ülkesini sevmesi takdir edilecek bir şey. Ama sevgi neden sınırda bitmek zorunda?" Pablo Casals


Yorumlar

Yorum Gönder