"EVRENLERİN RABBİ" TANIMLAMASI İLE ANLATILMAK İSTENEN NEDİR?



Merhaba,

Daha önceki konularda evren hakkında bazı bilgiler vermiştim. Bundan sonra da bir takım konuların içinde parça parça geçebileceğini düşünüyorum. Ancak bugün bahsetmek istediğim konu Kuran içerisinde yer alan “Evrenlerin Rabbi” ifadesi.

Akla hemen son zamanlarda öne sürülen birçok evren teorisinden biri olan çoklu evren de gelebilir, ben bu ifadede işaret edilmek istenenin içe geçmiş ve birbirinden bağımsız olan evrenler silsilesi olduğunu düşünüyorum. Yani küçük çaplı açıklamak gerekirse; nasıl dünya katmanlardan oluşuyor ve her bir katmanı farklı bir yapı, madde veya enerji topluluğundan oluşuyorsa, evrenler de kendi içinde birbirinden bağımsız ve farklı yapılara sahip olabilirler şeklinde düşünüyorum. Tabi ki doğrusunu Allah bilir. Umuyorum ki bilim adamları ilerleyen zamanlarda bu konuya daha net bir açıklama getirebileceklerdir.

Evren hakkında genel geçer ve temel olan birkaç bilgiye yer vererek Kuran’ da bahsi geçen Evrenlerin Rabbi tanımlamasının içini doldurmaya çalışacağım. Böylece Allah’ın azametini gereği gibi anlayabilmek için bir adım daha atmış olacağımızı düşünüyorum.

Evren ya da kâinat, uzay ve uzayda bulunan tüm madde ve enerji biçimlerini içeren bütünün adıdır. Pozitif bilimler açısından evren, gök cisimlerini barındıran uzay ve uzayda yer alan her şeyin toplamıdır. Dolayısıyla modern fizik açısından evren, sonsuz boşluk ve bu boşlukta yer alıp da var olduğunu bildiğimiz bütün atomik âlemlerdir.

Evrenin oluşumuna dair günümüzde
en çok benimsenen teori, Bigbang (Büyük Patlama) teorisidir. Bu teoriye göre evren, sıfır hacimli ve çok yüksek bir enerji potansiyeline sahip, sıkışmış bir noktanın patlamasıyla oluştu. İlk patlamanın nasıl oluştuğu, evren meydana gelmeden önce evrenin yerinde ne olduğu ya da evrenin neyin içinde genişlediği sorularına günümüzde bile tam olarak bilimsel bir cevap bulunamamıştır, bununla birlikte evren öncesi durum, evren dışı varoluş hakkında hipotezler öne sürülmüştür. Büyük Patlama sonucunda altı yöne dağılan gaz molekülleri uzun bir dönem boyunca birbirlerinden bağımsız hareket ettiler. Sürekli genişleyen evrenin her yerinde geçerli olan fizik kanunlarından kütleçekimi kanunu vasıtasıyla bağımsız gazlar birleşerek galaksileri (gök adaları) oluşturdular. Aynı evrensel fizik kanunu neticesinde gökadalar da birbirlerine yaklaşarak devasa gruplar oluşturdu. Galaksiler içinde yıldızlar ve bazı yıldızların çevresinde sistemler oluştu.

İçinde yaşadığımız Güneş Sistemi bunlardan birisidir. Keşfedebildiğimiz evrende 400 milyardan fazla galaksi ve 300 sextillion (3 × 1023) yıldız olduğu tahmin edilmektedir.Büyük Patlama'dan günümüze dek geçen zamandır. Şu anki teori ve gözlemler,
Evren'in yaşının 13,5 ile 14 milyar arası olduğunu önermektedir. Işık yılı ölçü birimine göre Güneş'e en yakın yıldız yalnızca 4,3 ışık yılı uzaklıktaki Proxima Centauri'dir (Erboğa takımyıldızından bir yıldız). Ayrıca evrenin büyük oranda "karanlık madde" ve "karanlık enerji"den oluştuğuna inanılmaktadır.”




Evren ve göklerle ilgili ayetler üzerinden devam ederek açıklamaları detaylandıralım.


41:11- Bir de duman (gaz) halinde bulunan Evren’e yöneldi, ona ve yeryüzüne “İsteyerek veya istemeyerek gelin” dedik. İkisi de “isteyerek geldik” dediler.
“Bilindiği üzere evren hiçbir yıldız oluşmadan önce bir gaz bulutu şeklindeydi. Bu gaz bulutunun ana maddesi hidrojendi. Hidrojenden sonra ise en çok var olan madde helyumdu. Bu gaz bulutunda daha sonra oluşan sıkışmalar ve yoğunlaşmalar yıldızların ve gezegenlerin oluşumunu sağladı. Bugünkü dünyamız, güneşimiz ve gece görebildiğimiz yıldızlar hep bu gaz bulutunun şekil değiştirmiş halleridir.

Tüm maddenin sürekli genişleyen bir şekilde Evren’i oluşturduğu bir ortamda, Evren’in gaz haline mahkum olması, Allah’ın maddenin içine koyduğu yasalar çerçevesinde bu gazdan yıldızları, gezegenleri, insanları, manolyaları oluşturması da Allah’ın yaratmasındaki olağanüstülükleri kavramamız açısından dikkat etmemiz gereken hususlardır.

Muhammed peygamberin içinde bulunduğu çağın tüm insanlarının bilgsinin toplamı, Evren’in daha önceden gaz halinde olduğunu söylemeye yetmezdi. Zaten Muhammed Peygamber’in iddiası da kendisinden konuşmadığı, evrenin yaratıcısının sözlerini ilettiğidir.”


11:49- Bunlar, sana vahyettiğimiz metafizik haberleridir. Ne sen, ne de senin halkın bundan önce onları bilmezdi. Sabret. Sonuç, erdemlilerindir.


5:120- (Evren) Göklerin, yerin ve aralarındaki her şeyin egemenliği ALLAH'a aittir. O'nun gücü her şeye yeter.

2:117- (O Allah)Gökleri ve yeri yoktan var edendir. Bir işin olmasını dilerse, ona sadece "Ol" der ve olur.





Dünya'nın evrendeki yeri

Dünya → Güneş Sistemi → Yerel Yıldızlararası Bulut → Yerel Kabarcık → Gould Kuşağı →Orion Kolu → Samanyolu → Samanyolu altgrubu →Yerel Grup → Başak süperkümesi → Balıklar-Balina Süperküme Kompleksi →Gözlemlenebilir Evren → Evren


32:5- Gökten yere kadar bütün işleri O kontrol eder. Sonra sizin saydığınızdan bin yıla eşit birgün (dönem) içinde kendisine yükselirler.


70:4- (Melekler) Denetçiler ve ruh (vahiy/komutlar/Cebrail), elli bin yıla eşit birgün (dönem) içinde O'na yükselir.


Kuran, değişik durumlarda “gün” kavramının değişeceğini, “bir günün” ellibin yıla eşit olabileceğini söylemiştir. Yüzlerce yıl muhtemelen “Acaba böyle birşey nasıl olabilir?” itirazlarıyla karşılaşmış olan bu ayetlerin, aslında ne kadar öenmli gerçeklere işaret ettiği son yüzyılda anlaşılmıştır.

Einstein’ın en meşhur keşfi “izafiyet teorisi”dir. Fizikle ciddi şekilde ilgilenmeyen bir çok kişi hala bu teorinin ne demek istediğini anlayabilmiş değildir. Oysa Kuran ancak bu teoriyle 20. yüzyılda anlaşılabilen hususlara 1400 yıl önce işaret etmektedir.
(Zamanın izafiliğinin alaşılması 10:45 ve 23:12/113 numaralı ayetlerde geçen bahislerin de anlaşılmasına ışık tutacaktır ancak konuyu dağıtmamak için şimdi bahsedemeyeceğim.)

Yukarıda bahsi geçen
32:5 numaralı ayet hem zamanın izafiliğine işaret etmekte, hem de yevm kelimesinin anlamının doğru anlaşılmasını sağlamaktadır. Arapça yevm kelimesi gün olarak çevrildiği gibi, aynı zamanda dönem olarak da çevrilebilmektedir. Yani Arapça yevm deyince sadece 24 saatlik gündüz ve geceden oluşan bir dönem olan gün anlaşılmaz, aynı zamanda genel anlamda dönem de yevm kelimesiyle kastedilmiş olabilir.  
Söz konusu iki ayette bir yevm’in bin senelik bir yevm’e veya ellibin senelik bir yevm’e eşit olabildiğinin söylenmesi bunun bir delilidir. Bu açıklamanın iyi anlaşılması Evren’in ve yeryüzünün 6 yevm’de yaratıldığını söyleyen Kuran ayetlerinin doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlar.


7:54- Rabbiniz ALLAH, gökleri ve yeri altı günde yaratan ve sonra otoritesini kurandır. Geceyi, onu durmadan kovalayan gündüze bürüyüp örter. Güneş, ay ve yıldızlar O'nun yönetimine boyun eğmiştir. Yaratılış da, yönetim de O'na aittir. Evrenlerin Rabbi olan ALLAH ne uludur!


10:3- Gökleri ve yeri altı günde yaratan ve sonra tüm otoriteyi kuran Rabbiniz (sahibiniz) ALLAH'tır. Her işi yönetir. İzni olmadan hiç kimse aracılık (şefaat) edemez. Rabbiniz ALLAH budur, O'na hizmet edin. Öğüt almaz mısınız?


57:4- O'dur gökleri ve yeri altı günde yaratan ve daha sonra tüm otoriteyi kuran. Yere giren ve ondan çıkanı, gökten inen ve ona yükselen her şeyi bilir. Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir. ALLAH tüm yaptıklarınızı görendir.


50:38- Gökleri, yeri ve aralarındakileri altı günde yarattık. Hiçbir yorgunluk da duymadık.


Gaz bulutlarından galaksilere, Dünyamızda ilk atmosfere, suların, madenlerin oluşumuna kadar hep değişik aşamalar, değişik dönemler geçmiştir. Bu noktada Evren’in farklı dönemlerden geçip yaratıldığının söylenmesi de Kuran’ın bir mucizesidir.


37:5- (o, Allah) Göklerin, yerin ve her ikisinin arasında bulunanların Rabbidir, doğuların Rabbidir. (Doğuların Rabbi konusuna başka bir yazımda yer vermeyi düşünüyorum.)


55:33- Ey insanlar ve cinler topluluğu, göklerin ve yerin çaplarını aşmaya gücünüz yetiyorsa, aşıp geçin. Bir yetkiye sahip olmadan geçemezsiniz.


Yaratılan herşey gibi Evren’in de sahibi olan Allah, yarattığı Evren’in bilgisini en ince sanatıyla bugünün bilgisinden mahrum olan peygamber dönemindeki Arap halkıyla ayette geçtiği şekilde paylaşırken, aynı zamanda Dünya’nın geoit yapısına da işaret etmektedir. Dünya’nın küresel yapısı ile ilgili şüpheler ancak Newton’un (1642-1724) ortaya koyduğu yer çekimi yasalarıyla yok olmuştur.

Ayette
“çapları” diye çevrilen kelimenin Arapça’sı ”aktar”dır. Arapça “çap” anlamına gelen “kutur” kelimesinin çoğulu olan “aktar”, göklerin ve yeryüzünün bir çok çapı olduğunu ifade eder. Arapça’da ikiliği belirten özel çekim de mevcuttur. Aktar kelimesi çoğulu ifade ederek hem tekil hem de iklik vurgusundan ayrılmaktadır. Bu inceliğe dikkat etmeliyiz. Üç boyutlu cisimlerden çaptan ancak küremsi yapılar için bahsedilebilir. düzgün bir kürede ise çaplardan bahsetmek yanlış olur, düzgün bir kürede ancak bir tane çap vardır. Bu ayette çaplar kelimesinin nasıl yerli yerinde, ince bir bilgelikle kullanıldığına tanık oluyoruz.

Ayette
“göklerin çapları” denmesi de önemlidir. Uzay’ın tek bir noktanın patlamasıyla oluştuğu ve sürekli genişlediği öğrenilene kadar birçok bilim adamı uzayı sonsuz sanıyordu. Oysa Uzay sürekli genişlemekteydi ve Uzay’ın her genişlediği noktada yeni ve daha büyük bir çapı oluşuyordu. Nitekim Uzay şişmekte olan bir balona benzetilir ki bu benzetme de ayetle uyumludur. Uzay’ın değişik yerlerinden alınan ölçülerde Uzay’ın çapları farklı çıkacağı gibi, uzay genişlemekte olduğu için her an alınan çap ölçüleri de bir öncekinden farklı olacaktır. Bu yüzden göklerin de çaplarından bahsedilmesi, hem birçok çaplar dile getirildiği için, hem de sonsuz Uzay görüşü reddedildiği için önemlidir.

Tüm bu çapların insan vücudunun kabiliyetleriyle aşılamaz durumdadır. Allah’ın ayette belirttiği gibi bu çapları aşacak güç bizim bedenimizin imkanları dışındadır. Nitekim insanlık bilimde gelişerek, Dünyada var olan enerji kaynaklarından, madenlerden yararlanarak uzay gemisi inşa ediyor ve yerküremizin dışa doğru çaplarını geçiyor. Kuran’da üstün bir güçle geçişin mümkün olduğuna dikkat çekildiğini hatırlayıp bu geçişi de imkansız görmemeliyiz.  




65:12- Yedi göğü ve yerden/topraktan da o kadar yaratan ALLAH'tır. Buyruklar onların arasında akıp durur. Böylece ALLAH'ın her şeye gücü yettiğini ve ALLAH'ın her şeyi bilgiyle kuşatmış olduğunu bilesiniz.


“Evrenlerin Rabbi olan Allah” diye düşününce sürekli aklıma kaç tane evren olabileceği sorusu gelip duruyor. Sürekli bunu bilip bilemeyeceğimizi düşünüyorum. Var olan evren teorileri beni tatmin etmemekle birlikte Arapça hakimiyetimin olmamasından dolayı 65:12 debu konuya bir çözüm bulabileceğime dair fikirde de takılıp kalmıştım. Sonrasında karşılaştığım bir kaynak bu konudaki tüm sorunlarıma bir çözüm bulmamı sağladı. “Yedi gök/evren” konusuna açıklık getireceğini düşündüğüm metini aşağıda sizlerle de paylaşmak istiyorum.

“Yedi sayısıyla ilgili dilbilimcilerin dikkat çektiği bir hususu belirtmekte fayda görüyoruz. Arapça’da yedi sayısı aynı zamanda çokluğu ifade etmektedir. “Yedi tabakalı gök” tabiriyle “yedi adet gök” anlaşılabileceği gibi “ birçok gök” de anlaşılabilir. Arapça’daki bu özelliği tarih boyunca birçok araştırmacı belirtmiştir. Ayrıca Kuran’da Lokman Suresi 27. ayette “yedi deniz” tabiri geçmesi, Tevbe Suresi 80. ayette Peygamber’e hitaben “Onlar için yetmiş kez af dilesen de Allah onları affetmeyecektir.” denmesi; yedi, yetmiş sayılarının Türkçe’deki yüz sayısı gibi çokluk ifade etmek için de kullanıldığı kanısını güçlendirmektedir. Yedi rakamının benzer şekilde kullanılmasına eski Yunan ve Roma’da rastlayabiliriz.

Yukarıda bahsi geçen
65:12 numaralı ayet yedi gök ile yer küremiz arasında benzerlik kurunca, o zaman yer küremizde de tabakalar şeklinde uyumlu, her tabakanın kendi görevini yerine getirdiği bir yapı beklememiz mümkündür. Nitekim yerküremiz hakkında son asırlarda yapılan çalışmalar Kuran’ın bu ayetinin de mucizeviliğini onaylamaktadır.

Görüldüğü gibi Dünyamız, hem ham maddeleri, hem görevleri farklı farklı olan tabakalardan oluşmaktadır. Bu tabakaların sayısı 7’ye eşitlenip de ayetle mutabık olduğu gibi, iki tabaka tek tabaka şeklinde incelenmek suretiyle 7 rakamı değişirse bile o zaman da 7 rakamının Arapça’da çoğul ifade eden yapısıyla uygunluk gösterir.”

Evrenin her yeri, Allah’ın kudretinin büyüklüğünü ve Allah için yaratmada adedin, büyüklüğün, küçüklüğün farketmediğini göstermektedir.



39:67- ALLAH'ı gereği gibi değerlendiremediler. Halbuki, diriliş günü, tüm yer O'nun avucu içindedir, gökler de O'nun sağ elinde dürülmüştür. O Yücedir ve onların ortak koştuklarından çok üstündür.

2:117- Gökleri ve yeri yoktan var edendir. Bir işin olmasını dilerse, ona sadece "Ol" der ve olur.

80:12- Artık dileyen Onu (Kuran’ı) düşünüp öğüt alsın.


“Evrenlerin Rabbi” ifadelerinin Kuran içerisinde hangi ayetlerde geçtiğini aktardıktan sonra umuyorum ki bu tanımlayı, bağlamında inceleyip daha fazla anlamlar çıkarabilirsiniz. Çünkü öyle sanıyorum ki Allah’ı ve onun insanlara merhameti olduğunu düşündüğüm Kuran’ı hayattaki herşey gibi daha çok tanıdıkça, anlayabildikçe, yakınlaştıkça daha çok sevebileceğimize ve bununda bir görev olarak değil, isteyerek yönelmeyi sağlayacağına inanıyorum.

Herkese sevgi ve selamlar, bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle hoşçakalın…


1:2- Övgü, evrenlerin Rabbi ALLAH'adır.


6:162- De ki: "Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm evrenlerin Rabbi olan ALLAH içindir."


7:54- Rabbiniz ALLAH, gökleri ve yeri altı günde yaratan ve sonra otoritesini kurandır. Geceyi, onu durmadan kovalayan gündüze bürüyüp örter. Güneş, ay ve yıldızlar O'nun yönetimine boyun eğmiştir. Yaratılış da, yönetim de O'na aittir. Evrenlerin Rabbi olan ALLAH ne uludur!


7:61- Dedi ki: "Halkım, bende bir sapıklık yoktur; ancak ben evrenlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim."


7:67- Dedi ki: "Ey halkım, ben beyinsiz değilim; fakat ben, evrenlerin Rabbinden bir elçiyim."


7:104- Musa: "Firavun, ben alemlerin Rabbinden bir elçiyim."


7:121- "Evrenlerin Rabbini onayladık" dediler.


10:10- Oradaki duaları: "Tanrımız, sen yücesin," oradaki selamlaşmaları: "Selam" ve dualarının sonu da: "Evrenlerin Rabbi ALLAH'a övgüler olsun" dur.


10:37- Bu Kuran, ALLAH'tan başkası tarafından düzenlenen bir kitap değildir. Ancak kendisinden öncekileri onaylayan ve yasaların (kitap) detaylı bir açıklamasıdır. Bunda kuşkunuz olmasın; evrenlerin Rabbindendir.


26:98- "Çünkü sizi evrenlerin Rabbine denk tutuyorduk."


26:192- Bu, evrenlerin Rabbinin indirdiği vahiydir.


27:44- Ona, "Sarayın salonuna gir" dendi. Sarayın salonunu görünce, su havuzu sanarak bacaklarını sıvadı. (Süleyman) dedi ki, "Bu, kristalle döşenmiş bir salondur." (Kadın lider), "Rabbim, kendime haksızlık etmişim. Süleyman ile birlikte evrenlerin Rabbi ALLAH'a teslim oldum" dedi.


37:87- "Evrenlerin Rabbini ne zannediyorsunuz?"


37:182- Evrenlerin Rabbi olan ALLAH'a övgüler olsun.


39:75- Denetçileri, yönetim merkezinin etrafını çevirmiş halde Rab'le­rini överek yüceltirken görürsün. Aralarında gerçeğe göre hüküm verilmiştir ve "Evrenin Rabbi ALLAH'a övgüler olsun" denir.


40:64- ALLAH yeryüzünü sizin için bir yerleşim ve göğü de bir yapı kılandır. Sizi biçimlendirip biçiminizi güzel yapan ve sizi besinli gıdalarla besleyendir. Rabbiniz olan ALLAH budur. Evrenin Rabbi olan ALLAH ne yücedir!


40:65- O, Diridir; O'ndan başka tanrı yoktur. Dini sadece O'na ait kılarak O'nu çağırın. Evrenin Rabbi ALLAH'a övgüler olsun.


40:66- De ki: "Bana açık deliller geldikten sonra, ALLAH'ın yanında yalvardıklarınıza hizmet etmekten menedildim ve evrenin Rabbine teslim olmakla emrolundum."dipnot


41:9- De ki: "Siz yeri iki günde yaratanı mı inkâr ediyorsunuz ve O'na eşler mi koşuyorsunuz? O, evrenlerin Rabbidir."


56:80- Evrenlerin Rabbinden indirilmiştir.


59:16- Onlar tıpkı sapkın gibidir: İnsana, "İnkar et" der. Sonra o inkâr edince de "Benim seninle bir ilişkim yok. Ben, evrenlerin Rabbi ALLAH'tan korkarım" der.


69:41/42/43- O bir şair sözü değildir; ne de az onaylıyorsunuz? Kahin sözü de değildir; ne de az düşünüyorsunuz? Evrenlerin Rabbinden indirilmedir.


81:29- Ne dilerseniz, ancak evrenlerin Rabbi olan ALLAH'ın dilediğine göredir.


83:6- O gün halk Evrenlerin Rabbinin huzurunda durur.


Kuran “Mesaj” çevirisi - Edip Yüksel
Wikipedia

Kuran Hiç Tükenmeyen Mucize- Kuran Araştırmaları Grubu

Yorumlar