Allah’ın Kanunlarına Göre Evlilik ve Boşanma Koşulları Nelerdir?



Herkesi hasretle selamlıyorum.

Şu kısacık ömrüme faydalı birkaç işi sığdırabilmek adına dört koldan mücadele vermeye çalışırken, sizlere karşı mazeret dolu mahcubiyetler içinde kalıyorum, ne olur kusuruma bakmayın.

Son bir kaç aydır hastalık demeden, okul- sınav demeden, ufak çaplı ancak benim için yeni olan teknoloji ve yöntemleri de öğrenerek  amacıma ulaşmak için büyük bir hevesle çalışıyorum. Sonuç, muhatabı olan herkesi memnun edecek cinsten olacak inşallah. Söz konusu projeden herkesin rahatlıkla faydalanabilmesi adına son dokunuşları yapıyorum. Bittiği zaman hem buradan hem de Twitter adresimden duyurusunu yapacağım inşallah.


Başlıkta bahsi geçen konuyu ne zamandır sizlerle paylaşmayı düşünüyordum. Her gün sayamayacağımız kadar müslüman evlenip boşanıyor. Ancak kaçımız bu gibi durumlarda inandığımız ve uygulamakta sorumlu olduğumuz dinin kurallarını gözetecek kadar adil ve merhametli davranıyor?!




Yukarıda tadımlık verdiğim örnekleri çoğaltmak mümkün olabilir ancak ben sizin kafanızın bu gibi bilgilerle dolmasını istemiyorum. Yapılmaması gereken şeyleri günlük yaşantımız içerisinde zaten yeterince yapıyor, duyuyor veya görüyoruz. Umarım bu yazıyı okuduktan sonra tekrardan vicdan muhasebesi yaparak, içinde bulunduğunuz durum ile inançlarınızın ne ölçüde tutarlı olduğu hakkında objektif bir yargıya sahip olabilirsiniz.

Kimlerle Evlenilebilir?

2:221-Gerçeği onaylamadıkça, ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Gerçeği onaylayan bir hizmetçi kadın ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır; ondan hoşlansanız bile. Ortak koşan erkeklerle de gerçekleri onaylayıncaya kadar evlenmeyin. Gerçeği onaylayan bir hizmetçi erkek ortak koşandan daha hayırlıdır, hoşlansanız bile… Onlar, ateşe çağırıyor. ALLAH ise bahçeye ve bağışlanmaya çağırır ve öğüt almaları için ayetlerini halka açıklar.

4:22- Babanızın evlenmiş bulunduğu kadınlarla artık evlenmeyin. Fakat geçmişte yaptığınız bu tip evlilikleri de bozmayın. O davranış büyük bir günahtır, iğrenç ve kötü bir yoldur.

4:23- Size şunlar yasaklandı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, karılarınızın anaları, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız –eğer onlarla gerdeğe girmemişseniz kızlarıyla evlenebilirsiniz–, öz oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir arada almanız… Mevcut evlilikler bu yasanın dışındadır. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

4:24- Ayrıca yeminlerinize/anlaşmalarınıza sahip olanlar hariç, (evlilik yoluyla) korunmuş kadınlar. Bunlar, ALLAH'ın üzerinize farz kıldığı yasalardır. Bunların dışındakiler, iffetli yaşamanız, zina etmemeniz ve mehirleriyle istemeniz koşuluyla size helaldir. Onlardan hoşlandıklarınıza, bir farz olarak mehirlerini ödeyin. Bu farzı yerine getirirken mehri ayarlamak için karşılıklı anlaşmanızda bir sakınca yoktur. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

(Edip Yüksel Dipnot: "Ma meleket eymanukum" ifadesi geleneksel çeviriler tarafından "ellerinizin altındakiler" olarak çevrilmiştir. Bu çeviri, erkeğin kontrolü altında özgürlüklerini kaybetmiş cariyeler olarak anlaşılmıştır. Bu geleneksel anlayış Kuran'ın diğer ayetleriyle çelişir. Zira Kuran köleliği müşriklerin bir âdeti olarak değerlendirir ve yasaklar (79:24; 12:39-42; 90:13; 4:25). İlginç bir detaylama örneği olarak bu ifadedeki "YeMiN" sözcüğünün çoğulu olan "eYMaN" Kuran'da sürekli olarak "sözleşmeler, yeminler" anlamında kullanılır (2:224; 2:225; 4:33; 5:89; 16:92,94; 66:2; 3:77; 5:53; 5:108; 6:109; 9:12,13; 16:38; 24:53; 35:42; 58:16; 63:2) Öyleyse söz konusu ifade şöyle çevrilebilir: "sözleşmelerinizin hak sahibi olduğu kişiler" veya "sözleşmelerinizle üzerlerinde hakka sahip olduklarınız" veya EYMAN (sözleşmeler) kelimesini özne yerine tümleç olarak okursak o zaman: "sözleşmelerinize sahip olanlar" Evlilik, kural olarak her iki tarafın onayı ve katılımıyla oluşan bir sözleşme ve ilan olayıdır. Kocası boşamadan evli bir kadınla evlenilmez. Ancak, kocası Müslümanlarla savaş halinde olan düşmanların safında yer alan Müslüman bir kadın Müslümanların ülkesine göç ederse o kadınla sözleşme yapılarak evlenilebilir (60:10). Bu durumda, kadın düşman safında yer alan kocasından boşanmadığı halde hukuken boşanmış sayılıyor. Kendisiyle yapılan anlaşma normal evlilik anlaşmasından farklı olduğu için bu ilişki böyle bir ifadeyle betimleniyor. Bu durum, karısı düşman safında yer alıp da Müslümanların ülkesine göç eden erkekler için de sözkonusudur. Bak: 24:31 ve 33:55. Sözleşme ile bir başkası için çalışan kişi için de aynı ifade kullanılır. Bak: 16:71; 30:28. Ayrıca bak: 4:25,36; 23:6; 24:58; 33:50; 33:52; 70:30).

Gerçeği onaylayan bir kadın, gerçeği onaylayanlarla savaş halinde olan inkârcı kocasını terk edip onaylayanlara sığınırsa, evlenmesi için eski kocasından boşanması gerekmez. Boşanmanın iki tarafın hakemleri huzurunda tartışılması gereken ve aylarca süren bir işlem olduğunu hesaba katınız. Ayrıca bak 60:10.)

4:25- Sizden (bekar veya dul) korunmuş kadınlarla evlenmeye güç yetiremeyenler, yeminlerinize/anlaşmalarınıza sahip olanlar gerçeği onaylamış kadınlarla evlensinler. Onaylamanızın aslını en iyi bilen ALLAH'tır. Birbirinize eşitsiniz. Sahiplerinin izniyle ve uygun şekilde mehirlerini ödeyerek onlarla nikahlanın. İffetli yaşasınlar, zina etmesinler ve gizli dostlar edinmesinler. Evlilik yoluyla özgürlüklerine kavuştuktan sonra zina yaparlarsa, kendilerine korunmuş kadınlara verilen cezanın yarısı uygulanmalı. Bu, günaha girmekten korkanlarınız içindir. Sabrederseniz sizin için daha iyi. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

33:37- ALLAH tarafından kendisine iyilik yapılan ve senin de iyilikte bulunduğun kişiye, "Karını tut ve ALLAH'ı gözet" diyordun. Böylece ALLAH'ın açığa vuracağı bir şeyi gizliyordun. ALLAH'tan çekinmen gerekirken halktan çekiniyordun. Zeyd eşiyle ilişiğini kestiğinde biz seni onunla evlendirmiştik ki gerçeği onaylayanlar, evlatlıkları eşleriyle ilişiklerini kestiklerinde onlarla evlenmekte güçlükle karşılaşmasın. ALLAH'ın buyruğu yerine getirilmelidir.

33:38- ALLAH'ın kendisine yasallaştırdığı bir konuda peygambere herhangi bir engel yoktur. Bu, öteden beri, gelmiş geçmişlere uygulanan ALLAH'ın sünneti (yasası) dır. ALLAH'ın emri, belirlenmiş ve kesinleşmiştir.

4:2,3- Yetimlere mallarını verin. Temiz olanı pis olanla değişmeyin. Mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Bu büyük bir adaletsizlik olur. Yetimler hakkında adaletli davranamamaktan korkuyorsanız uygun gördüğünüz kadınlarla ikişer, üçer, dörder evlenebilirsiniz. Onlara eşit davranamamaktan korkuyorsanız bir taneyle veya yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları ile yetinin. Sapmamanız için en uygunu budur.

(Edip Yüksel Dipnot: 4:3, 24; 25, 36 ve 24:33; 24:58 ayetlerinde geçen "ma meleket eymanukum" ifadesini "Yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları" biçiminde çevirmeliyiz. Zira "eYMaN" kelimesi "YeMYN" kelimesinin çoğulu olup, çoğul biçimiyle Kuran boyunca "sözler/anlaşmalar anlamında kullanılır (Bak: 4:33 5:89; 9:12; 16:91; 2:224-225; 16:92, 94; 30:28; 66:2; 5:53; 6:109;...). Kuran'daki bu kullanılışa bakılınca EYMAN kelimesinin "sağ el" anlamına gelen "YeMYN" kelimesinin çoğulu olarak kullanılmadığına tanık oluyoruz. Tıpkı "AYET" kelimesinin tekili ve çoğulu arasında yapılan fark gibi. İslam'a girmeden önce veya cahiliyye dönemindeyken nikâh kıymadan birlikte hayat yaşayan insanlar bu ifadede anlatılan sınıfa girer. Kuran, Müslüman olmaya karar verdikten sonra bu insanların aralarındaki yemini ve anlaşmayı bozup birbirlerinden ayrılmalarını istemiyor. İki kız kardeşle evlenmiş olanların da bu hatayı işledikten sonra ayrılmalarını istemediği gibi... (4:23). Ortada nikâhsız birlikteliğe bir teşvik yok. Sadece mevcut bir problemi daha da büyütmemek ve insanların Müslüman olmalarının önüne engeller çıkarmamak amacını gütmektedir.

Özellikle savaş anlarında dul kalan kadınlara ve yetimlere ekonomik ve psikolojik yardım sağlamak amacıyla sadece dul kadınlarla çok evliliğe izin verilir. (Ayrıca bakınız 4:127). Kuran'ı onaylayan ve uygulayan Muhammed peygamberin poligami pratik etmesi bu amaç doğrultusunda olmalı. Kuşkusuz, dul kadınların "güzellikleri" ve diğer nitelikleri onlarla evlenme konusunda faktör olabilir. Çok kadınla evlenme cesaretini gösterenler onlara eşit davranmaya çalışmalı. Nitekim 4:129 ayeti, bu ideal tavra ulaşmanın imkansızlığını ifade eder. Böylece, çok evliliğin, teşvik edilen bir aile biçimi olarak değil, zaruret için başvurulan ayrıcalıklı bir durum olduğu anlaşılır. Erkeklerin genelde kendilerinden birkaç yıl genç olan kadınlarla evlenmeleri nüfusu çoğalan ülkelerde kadınlar aleyhine bir durum ortaya çıkarmaktadır: çok sayıda kadın evlenme veya evli kalma şansını kaybeder.)

Mehir Nedir? Ne zaman verilir?

Mehir, erkeğin evlenirken kadına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para, mal veya menfaat hediyesidir. Mehir kadının mal varlığına dahil olur ve üzerinde dilediği tasarrufta bulunabilir. (Wikipedia)

4:4- Kadınlara mehirlerini tam verin. Kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa onu gönül huzuruyla yiyebilirsiniz.

2:236- Henüz dokunmadan, yahut mehirlerini biçmeden önce kadınları boşamanızda bir sakınca yok. Bu durumda ödemede bulunun. Zengin, kendi gücü oranında, yoksul da kendi gücü oranında verdikleri zarara uygun bir tazminat vermeli. Bu, güzel davrananların görevidir.

2:237- Mehir biçtikten sonra, ancak onlara dokunmadan önce onları boşamışsanız kendilerine söz verdiğiniz mehrin yarısını vermelisiniz. Ancak, kadın hakkından vazgeçerse veya koca mehrin tümünü vermek isterse başka… Vazgeçmeniz daha erdemli bir davranıştır. Aranızdaki dostluğu unutmayın. ALLAH yaptıklarınızı Görendir.

Kadına Ait Diğer Mallar

4:19- Gerçeği onaylayanlar! Kadınların mirasına onların isteklerine aykırı olarak mirasçı olmanız sizin için yasal değil. Kendilerine önceden vermiş bulunduğunuz malları onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın. Bir fuhuş işlemeleri hali istisna. Onlarla iyi geçinin. Onlardan hoşlanmıyorsanız, olur ki hoşlanmadığınız bir şeye ALLAH çok hayır koymuştur.

Evlilik ve Boşanma Sırasında Dikkat Edilecek Hususlar

4:36- ALLAH'a hizmet edin O'na hiçbir şeyi ve kimseyi ortak koşmayın. Ana babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi olduklarına iyi davranın. ALLAH kendini beğenmiş kibirli kişileri sevmez.

4:35- Evli çiftin aralarının açılmasından endişeleniyorsanız, erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden de bir hakem atamalısınız. (Karı ve koca) barışmayı isterlerse ALLAH ikisinin arasını bulur. ALLAH Bilir, Haber alır.

2:241- Boşanmış kadınlar için de uygun bir geçim yardımı yapılmalı. Bu, erdemli kişilerin görevidir.

4:20- Mevcut eşinizi bırakıp bir başka eşle evlenmek istiyorsanız, birincisine büyük miktarda mal vermişseniz bile ondan hiçbir şeyi geri almayın. Sahtekârlık ve iftira ederek ve günah işleyerek mi geri alacaksınız?

4:21- Bir zamanlar birbirinizin en yakın içli dışlı dostu olmanıza ve sizden sağlam bir söz almalarına rağmen nasıl olur da onu geri alırsınız?

2:226,227- Kadınlarını boşamayı tasarlayanlar dört ay beklemeli. Vazgeçip uzlaşırlarsa ALLAH Bağışlayandır, Rahim'dir. Boşamaya kararlıysalar, ALLAH İşiten ve Bilendir.

2:228- Boşanan kadınlar kendi kendilerine üç aybaşı beklemeli. ALLAH'a ve ahiret gününü onaylıyorlarsa ALLAH'ın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri uygun olmaz. Bu durumda kocaları barışmak isterlerse onları geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde eşit hakları vardır. (Gebelik durumunda) Erkeklerin onların üzerinde bir derecesi vardır. ALLAH Güçlüdür, Bilgedir.

2:229- Boşama iki defadır. Boşanmış kadınları ya iyilikle barındırmak ya da iyilikle bırakmak gerekir. Onlara vermiş bulunduğunuz şeyleri geri almanız size helal olmaz; eşler ALLAH'ın sınırını gözetememekten korkarlarsa başka. ALLAH'ın sınırlarını gözetememekten korkarsanız, o zaman kadının isteyerek geri verdiği şeylerden dolayı günaha girmezler. Bunlar ALLAH'ın sınırlarıdır; onları çiğnemeyin. ALLAH'ın sınırlarını kimler çiğnerse işte zalimler onlardır.

2:230- Kadını yine (üçüncü kez) boşarsa, kadın başka birisiyle evlenmedikçe ona bundan sonra helal olmaz. Öteki adam da kadını boşarsa, ALLAH'ın yasasını gözeteceklerine inanırlarsa tekrar birbirlerine dönmelerinde bir sakınca yoktur. Bu ALLAH'ın yasasıdır; onu bilen bir toplum için açıkladık.

2:231- Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini (üç aybaşını) bitirdiler mi onları ya iyilikle yanınızda tutun veya iyilikle bırakın. İntikam almak için onlara zarar verecek şekilde tutmayın. Bunu yapan kendisine zulmetmiş olur. ALLAH'ın ayetlerini hafife almayın. ALLAH'ın size verdiği nimetlerini ve size öğüt vermek için size indirdiği kitabı ve hikmeti düşünün. ALLAH'ı dinleyin ve bilin ki ALLAH her şeyi Bilir.

2:232- Boşanan kadınlar bekleme sürelerini bitirdikten sonra, kocalarıyla güzellikle anlaştıkları taktirde o kadınların tekrar evlenmelerine engel olmayın. İçinizden ALLAH'a ve ahiret gününü onaylayan kimseler bundan öğüt alır. Bu sizin için daha arı ve daha sağlıklıdır. Siz bilmeseniz de ALLAH bilir.

2:233- Emzirme süresini tamamlamak isteyenler için analar bebeklerini tam iki yıl emzirmeli. Ananın yiyecek ve giyecek ihtiyacını ise çocuğun babası güzel ve uygun bir şekilde karşılamalı. Kimse kapasitesinin üzerinde sorumlu tutulamaz. Ne anne çocuğu yüzünden, ne de babası çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. Bunu gerçekleştirmek mirasçısının da görevidir. Ana ve baba danışıp anlaştıktan sonra sütten kesmek isterse, ikisine de bir günah yoktur. Çocuklarınızı sütanneye emzirtmek isterseniz ücretini uygun bir biçimde ödediğiniz sürece size bir sorumluluk yoktur. ALLAH'ı dinleyin, ALLAH yaptıklarınızı Görür.

65:1...10- Ey peygamber, kadınları boşadığınız zaman boşama sürelerini gözetin (Boşanan kadın tekrar evlenebilmek için üç aybaşı hali beklemelidir-2:228) ve bu süreyi iyice hesaplayın. Rabbiniz olan ALLAH'ı dinleyin. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar (kötü davranarak onları buna zorlamayın). Ancak kanıtlanmış bir zina işlemeleri bunun dışındadır. ALLAH'ın yasası budur. Kim ALLAH'ın yasasını çiğnerse kendisine zulmetmiş olur. Bilmezsin, belki ALLAH bundan sonra (olumlu) bir iş ortaya çıkarır. Sürelerini doldurdukları zaman, onları güzelce tutun, yahut güzelce ayırın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de bu işleme tanık tutun. Tanıklığı ALLAH için yapınız. İşte bu, ALLAH'a ve ahiret gününü onaylayanlar için bir öğüttür. Kim ALLAH'ı sayıp dinlerse ona bir çıkış yolu yaratır. Ve beklemediği yerden ona rızık verir. Kim ALLAH'a güvenirse O, ona yeter. ALLAH buyruğunu yerine getirendir. ALLAH her şey için bir ölçü koymuştur. Menopoz dönemine girerek aybaşından kesilen kadınlarınıza gelince, kuşkunuz varsa, bekleme süreleri üç aydır. Aybaşı hali görmeyip gebe olanların süresi, yüklerini bırakmalarıyla sona erer. Kim ALLAH'ı dinlerse, onun işini kolaylaştırır. Bu, ALLAH'ın size indirdiği emridir. Kim ALLAH'ı dinlerse onun kötülüklerini örter ve ödülünü büyütür. O kadınları, gücünüz oranında, oturduğunuz yerde oturtun. Ayrılmaya zorlamak için onları rahatsız etmeyin. Gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar onların geçimlerini sağlayın. Sizin için emzirirlerse ücretlerini ödeyin. Aranızda güzel bir ilişki kurun. Güçlükle karşılaşırsanız, onu başka bir kadın emzirecektir. Varlıklı kimse varlığı oranında nafaka yardımında bulunsun. Dar gelirli ise, ALLAH'ın kendisine verdiğinden versin. ALLAH bir kimseye vermiş olduğundan fazla bir sorumluluk yüklemez. ALLAH zorluktan sonra kolaylık getirecektir. Nice kentler, Rab'lerinin ve O'nun gönderdiği elçilerin emirlerine baş kaldırdı. Sonunda biz de onları çetin bir hesaba çektik ve onları görülmemiş biçimde cezalandırdık. Kararlarının sonucunu tattılar. Kararlarının sonucu bir hüsran oldu. ALLAH onlar için çetin bir ceza hazırlamıştır. Öyleyse, ey akıl sahibi gerçeği onaylayanlar, ALLAH'ı dinleyiniz. ALLAH size bir mesaj…

Dul Kalan Kadınlar İçin Gözetilmesi Gerekenler

2:234- İçinizden ölen erkeklerin geride bıraktığı eşleri, dört ay ve on beklerler. Sürelerini doldurunca artık kendileri için uygun olanı yapmalarında size sorumluluk yoktur. ALLAH yaptıklarınızdan Haberlidir.

2:235- Evlenme önerilerinizi o kadınlara bildirmenizden, ya da bu niyetinizi içinizde tutmanızdan dolayı size bir günah yoktur. ALLAH onlar hakkında düşüneceğinizi bilir. Onlarla uygun ve erdemli bir şekilde konuşma amacının dışında gizlice sözleşip buluşmayın. Bekleme süreleri dolmadan onlarla nikah bağını kurmaya kalkışmayın. Bilin ki ALLAH içinizde olanı bilir; öyleyse O'ndan çekinin. Yine bilin ki ALLAH Bağışlayandır, Şefkatlidir.

2:240- Ölüp de geriye eşler bırakan erkekleriniz, eşlerinin evlerinden çıkarılmaksızın bir yıl boyunca geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Çıkarlarsa, kendileri için uygun olanı yapmalarından siz sorumlu değilsiniz. ALLAH Güçlüdür, Bilgedir.

2:241- Boşanmış kadınlar için de uygun bir geçim yardımı yapılmalı. Bu, erdemli kişilerin görevidir.

2:242- Düşünesiniz diye ALLAH ayetlerini böyle açıklar.

Erkek ve Kadının Birbirlerine Karşı Sorumlulukları

4:34- Erkekler kadınları gözetirler. Zira ALLAH her birine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir. Zira erkekler evin geçiminden sorumludur. Erdemli kadınlar, (Tanrı'nın yasasına) boyun eğer ve ALLAH'ın korumasını emrettiğini (onur ve iffetlerini) tek başlarına bile olsalar korurlar. İffetlerinden endişe duyduğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın ve nihayet onları çıkarın. Size itaat ederlerse onlara karşı bir yol aramayın. ALLAH Yücedir, Büyüktür.

(Edip Yüksel Dipnot: Hadis ve Sünneti Kuran'a eş koşan Türkçe mealler, ayetin ilk cümlesini "Erkekler kadınlar üzerine hâkimdirler” biçiminde yanlış olarak çevirmişlerdir. "Kavama" kelimesini Kuran boyunca "gözetmek, dikkat etmek, ayakta tutmak" diye çeviren bu meallerin (4:135; 5:8; 4:127; 2:229; 20:14; 55:9) sıra kadına gelince aynı kelimeye "hâkim, yönetici" diye anlam vermeleri, erkek despotluğunun Kuran çevirilerine yansıtılmasının örneğidir.

"Onları çıkarın" ifadesi de, yanlış olarak "onları dövün" diye çevrilmiştir. "Daraba" kelimesi çok anlamlı bir kelime olup Kuran'da bağlamına göre farklı anlamlara gelir: Seyahat etmek, dışarı çıkmak: 2:273; 3:156; 4:101. Vurmak: 2:60,73; 7:160; 8:12; 20:77; 24:31; 26:63; 37:93. Dövmek: 8:50; 47:27. Ortaya koymak: 43:58; 47:27. (Örnek) vermek: 14:24,45; 16:75,76; 16:112; 18:32,45... Sorumluluğu kaldırmak: 43:5. Mahkum olmak: 2:61. Kapamak, vurmak: 18:11. Örtmek: 24:31. Açıklamak: 13:17. Nitekim 65:1 ayeti zina durumunda kadının evi terk etmesi gerektiği istisnası ile bu anlayışımızı destekliyor.)


Kadının evlilikle birlikte geride bıraktığı hayat göz önünde bulundurulduğunda ayetler içerisinde yer alan korumacı tutumun ne denli merhamet dolu olduğu fark ediliyordur umarım. Sadece evlilik ahdinin resmi nikah ile anlaşmaya bağlanması koşuluyla kadının haklarının garanti altına alınabileceği herkes tarafından bilindiğine göre kendi için salt imam nikahını yeterli gören kadınlar ya da evlenmeyi düşündüğü kadına bu haksızlığı yapabilecek kadar ahiretini düşünmeyen erkekler titreyip kendilerine gelmeliler.

Yaşadığımız hayatın içinde sürekli rastladığımız ancak Kuran içinde bulunmadığını fark ettiğiniz uygulamalar aslında hurafedir, çünkü Allah’tan başka yasa koyucu yoktur, sorumlu olduğumuz tüm kurallar da Kuran’da mevcuttur.

Maalesef günümüzde insanlar kendi yapıp ettikleriyle yine kendilerini pisliğe bulaştırıyorlar sonra da Allah’ın düzenine, adaletine veya merhametine laf ediyorlar. Hayalini kurduğumuz toplum düzenine Allah’ın bizim için belirlediği kurallarla ulaşabileceğimizi ne yazık ki anlayamıyoruz. Acaba hiç düşünmüyor muyuz; yaratan hiç yarattığını bilmez mi?

Başka bir yazıda görüşmek üzere hoşça kalın.

Kaynak
Kuran Mesaj Çevirisi - Edip Yüksel



Yorumlar